Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Hayatımı değiştiren adam!..

Nasıl doyulmaz bir manzara.. Nasıl güzel bir hava.. Ve de kulağımı okşayan doğanın emsalsiz musikisi..
Hani hiç bitmez istersiniz ya.. Öylesi..
Boğaz'ın kenarında bir koru. Yamaç yemyeşil ağaçlarla aşağı iniyor.. Gölgeler arasından sızan pırıl pırıl bir güneş, yer yer ışıldatıyor..
Denizin mavisi en güzel yeşillerin arasından görünür.
Doğanın en güzel iki rengi birleşir o zaman.. Yeşil maviye karışır..
Denizden esen meltem nasıl tatlı bir serinlik veriyor ağustos sıcağına.. Ve eserken hışırdayan dallar ve yapraklar nasıl bir musiki yaratıyorlar..
Bir ağacın gölgesine oturdum..
Yusuf'u bekliyorum orda..
Hayatımı değiştiren adamı!..

***
Ankara'da yaşıyorum o yıllar.. Cumhuriyet'e ve Yeni Asır'a telifle yazılar yazarak üç beş kuruş kazanıyorum..
Allahtan Çankaya'da bir kooperatif evim var. Kira yok da, o üç beş kuruş idare ediyor..
Yusuf geldi bir gün bize..
Hısım oluruz. Benim eniştenin, eniştesinin kardeşi..
Kilometrelerce gibi gelmesin.. Yusuf öyle can, candan adam ki, kardeş gibiyiz..
Sade benimle değil, herkesle öyle Yusuf..
Neşe, hayat dolu, dost delisi bir adam..
Herkesi sever, herkes de onu sever..
Gittiği her yere hayat götürür, canlılık verir..
Benim hayli büyük kitaplığa baktı..
Baktı.. Bir raf tamamen Playboy dergilerine ayrılmış.. 15 yıllık koleksiyon..
"Oooo!." dedi..
"Yooo!.." dedim. "Öylesi değil.. 1957 yılında M. Ali Ağabey gazeteye, hayatta ilk defa gördüğüm Playboy dergisini getirmişti.. İki gün için aldım ondan..
Okudum.. Okudum.. Geri verirken 'Bir gün böyle bir dergi çıkaracağım' dedim..
Derginin Türkiye'ye girmesi yasaktı. Ama Amerikalıların dükkanı PX'te satılıyordu..
Holly almaya başladı bana.. 8 milyon satan derginin sırrını çözmek için her sayıyı ilanlarına dek inceledim yıllarca..
Playboy'un sırrını çözdüm. Kadromu yavaş yavaş kafamda kurdum. Bugün bu ülkede böyle bir dergi çıkaracak biri varsa benim.." "İnanmıyorum" dedi Yusuf..
"Tesadüfe bak.. Yakın arkadaşım Ercan bir Erkek dergisi çıkarmak istiyor. Çıkaracak adam bulamıyor..
Sen tam aradığı adamsın.."
Ercan dediği Arıklı.. Duygu Asena ile yaptığı Kadınca, ülkeyi sallıyor o yıllarda..
Ercan bir de "Erkekçe" çıkarma kararı vermiş ama, Genel Yayın Müdürü bulamıyor bir türlü.. Kimi denediyse olmamış..
"Döner dönmez seni anlatacağım Ercan'a" dedi.. Döndü.. Sonra beni aradı..
"Ercan seni bekliyor.. İstanbul'a gel!." Gittim.. Konuştuk.. Erkekçe başladı..
Yıl 1980!..
İlk sayısı 65 bin bastı, 65 bin sattı..
Dördüncü sayıyı 152 bin bastık, 151 bin sattık..
Erkekçe dergicilik tarihinin efsanesi oldu.. Ben İstanbul'a taşındım.. 10 yıl Erkekçe.. Sonra Gelişim Asil Nadir'e satıldı. Asil Bey beni kovdu. Ercan o sırada Sabah Gurubu dergilerinin başına geçmiş.. Beni Sabah'a çağırdı.
Gittim. Yıl 1990!..
O gün, bugün de burdayım işte..
Hepsi Yusuf'la başladı.. Sadece benim değil, önce Erkekçe, sonra Gelişim Spor'da birlikte çalıştığım, isimli, isimsiz kaç genç arkadaşın kaderi değişti..
O ekipten ne "Dev"ler yetişti!..
***
Yusuf geldi nihayet, omuzlarda.. O deniz manzaralı korunun içinde bir ağacın altına uzandı.. O meltemin, o musikinin, o doyulmaz güzelliğin içine..
"Hani hiç bitmesin istersiniz ya" dediğim..
Yusuf Subaşı kardeşim için hiç bitmeyecek..
O sonsuza dek orda artık..
"Elveda Yusuf" dedim ve Aşiyan Mezarlığından ayrıldım!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA