Tatile çıkarken, arabama bir yığın CD seçtim.. Niyetim,
Ege sahillerinde dolaşmak ya..
İçlerinden üçünü sizlere de tavsiye etmek isterim..
Birincisi Ahmet Baran.. "Kanun Namına!." Yok canım polisiye bir CD değil. Kanun bizim Türk Musikisinin benzersiz çalgısı kanun.. Ahmet Baran da müthiş bir kanuni..
Neler döktürmüş kanunla.. Bana genç yaşta kaybettiğimiz arkadaşım Halil Karaduman'ı hatırlattı. Bir Chopin noktürnü ile başlamış.. Bir Love Story (Francis Lai), bir Dalgaların Oyunu (Yalçın Tura) döktürmüş.. Manzaraya bakarak giderken, ya da evde dinlenirken dinlemeye bire bir.
İkincisi Cenk Eren.. "Tanju Okan Şarkıları.." Cenk, Tanju'nun en hit şarkılarını nasıl lezzetli okumuş, başkası anlatsa inanmazdım. Tanju, daha Orhan Sezener Orkestrasında kontrbas çaldığı isimsiz günlerinden yakın arkadaşım dostumdu. O kadar severdim. Şarkıları ezberimdedir, öylesi..
Onun şarkılarını albüm yapmak cesaret isterdi. Cenk başarmış.. Tekrar tekrar dinliyorum.
Üçüncüsü.. Münir Nurettin Selçuk.. "İstanbul Konseri.." Anladığım kadarıyla tek konser değil. O ünlü Şan Konserlerinden seçmeler.. Üstadın en seçme şarkıları..
Endülüste Raks, Kalamış, Erdi Bahar, Allı Yemeni.. Daha neler neler!.
"Bilmem bu gönülle ben
Nasıl yaşayacağım
O daha genç yaşında,
Benimse geçti çağım"
Benim en sevdiklerimdendir. Yok canım bugün değil.. Eskiden beri severim.. Münir bu satırları okudu.. Sonra tekrara girdi..
"O daha genç yaşında
Benimse geç-me-di çağım" diye okuyunca bir alkış yükseldi ki, salondan.. Büyük Usta "Çağı hiç geçmeden" göçtü..
Münir dedim de..
Geçen ay, baştan aşağı yenilen Klasik Müzik Dergisi Andante "Müzik Kültürü Dergisi"ne dönüşmüştü ya.. İkinci sayısı enfes.. Başından sonuna kitap gibi okudum, tam 2.5 saat.. Harika bir yazı Moda Deniz Kulübü ve Münir Nurettin Selçuk başlığı taşıyordu. İncila Bertuğ, plajın ordan kiraladığımız sandallarla Münir'i denizden dinlediğimiz günlere döndürdü beni.. İçeri girmek için, parayı geç, smokin gerek.. Nerde biz baldırı çıplaklarda.. Sandal, elde şişe suyu..
Yazıdan öğrendim. Münir gençliğinde Fenerbahçe'de futbol oynarmış, Zeki Rıza Sporel'in yanında.. İyi de oynarmış.. Ama sesine zararı olur diye kafa vurmazmış kesinlikle.. O yüzden erken bitmiş futbol hayatı, müthiş yeteneğine rağmen.