Bugünün kuşakları pek bilmez..
Bizim gençliğimizde, mesela Mahmut Paşa tezgahlarında, mesela haftada bir kurulan semt pazarlarında "İkizlere takke" diye bağıra çağıra ellerindeki sütyenleri sallarlardı, satıcılar..
İkizlere Takke, sütyenin halk ağzıydı. Hiç unutmam..
Ankara'da Öncü yıllarında Örsan Öymen, bir pazar yerini içinden yaşayıp yazmak için, Yenişehir pazarında tezgah kurmuş ve Rasim Tınaz Usta ile sütyen satmışlardı güya..
Örsan'ın elindeki sütyeni bayrak gibi dalgalandırıp, "İkizlere takke" diye bağırdığı anın resmini birinci sayfadan kocaman vermiştik. (Yani gazetecilik öyleydi o günlerde.. Masa başında ajans yeniden yazarlığı, sonra da gidip herkese verilen ödüllerden birini alarak övünmek değil.) Şimdi niye yazdım, "İkizlere Takke"yi?.
Deniz Akkaya nam hatun aklıma getirdi de ondan..
Kendisine yönelik en küçük şakaya, imaya, hem de nasıl saldırarak, hakaretler yağdırarak yanıt veren, ne iş yaptığını hele son yıllarda hiç bilmediğim bu hatun "Ona, İkizlere Takke lazım" demiş.. Nerde demiş?. Kendi sunduğu program "Aramızda kalmasın" da..
Peki kime lazımmış İkizlere takke?.
İnanmazsınız.. Bir erkeğe..
Teoman'a..
Bu ülkenin en ünlü sanatçılarından biri ve de Deniz Akkaya'nın eski sevgilisi Teoman göğüslerine sütyen takmalıymış. O kadar büyümüşler yani..
Yani, çirkinliğin bu kadarına ne denir?.