Yönettiği Kelebek, Magazin Gazetecileri Derneği'nin (MGD), beleş reklam ödüllerinden dördünü aldı diye aslında fevkalade mutlu olan ve bunu hem de nasıl sayfa yaparak ilan eden Cengiz Semercioğlu, benim bu ödüllerle dalga geçen yazıma hak veriyor, zevahiri kurtarmak için.. Önce, "Böyle bol keseden dağıtılan ödüllerin kıymeti harbiyesi yok" diyor ama, hemen ardından ekliyor..
"Bu ödülleri Hıncal Abi dağıtsa ne yapardı acaba?. Birine verip ötekileri pas geçse ne dayak yerdi..
MGD öyle hassas dengeler üzerinde kurulu ki, sen de, ben de başkan olsak durum değişmezdi, Hıncal Abi" diyor..
Valla seni bilmem Cengiz.
Ben başkan olsam, ödüllerimi böyle iki paralık etmez, böyle gazetelerden santim sütun milyonlar edecek sayfaları, üç otuz paralık dört plaketle satın alan rüşvet durumuna düşürmezdim.
Ya dediğin gibi, zerre kıymeti harbiyesi olmayan o ödülleri hiç dağıtmazdım..
Ya da "Tükürürüm dengesine" der, herkesin saygı duyacağı isimlerden bir jüri kurar ve alan herkesin masasına gururla koyacağı bir heykelciği, sadece "Bir" kişiye verirdim.
O zaman "Magazin Oscar"ı olurdu işte..
Ama MGD Başkanı meslektaşlarını biliyor. Ayni ödülü hepsine verse de, hepsinde ayrı manşet olacağının farkında..
Alan razı, veren razı durumu..
Peki dolaşın bakalım, Kelebek, Günaydın servislerini.. Birinin masasında aldığı ödülü görecek misiniz?. Koysa gurur duymayacak, utanacak çünkü, biliyor.