Mükemmellik de, şeytan da ayrıntıda gizlidir.
Dün sabah üçüncü sayfamızda bir çift sütun resimli haber..
"Ölmeden önce son fotoğraf!.."
Bir de resim ekli habere tabii. Bir resimde biri kadın, dört kişi var..
Resimaltı yok tabii.. Bu gazetede resim altı yazdırmayı başaramadım bir türlü..
Oysa resimaltı, akıllı yazılırsa, yazıyı okutan en önemli, hatta başlıktan da önemli unsur olur. Geçiniz efendim, şişir sayfayı gitsin. Bir de resim altı ile kim uğraşacak?. Yukardan birisi de elinde gazete sayfanın editörüne gidip "Bu ne rezalet" diye hesap sormayı unutalı, yıllar oldu.
Neyse haberi okudum. Bir delikanlı düğün evinden çıkıp yürürken bir araç çarpmış. Delikanlı ölmüş. Bu onun bir kaç dakika önce düğünden önce çekilen son fotoğrafı imiş..
Haberi yazan Şaban Yılmaz kardeşim..
Son resim olduğunu biliyorsun da, kim, resimdeki üç erkekten hangisi?. Hem de harika bir gazeteci babanın oğlu (Işıklar içinde yatsın, Erdal Bilallar) Sevgili can kardeşim Şirzat.. Editör sensin.. Bu eksik haberi sayfaya nasıl koydun?.
"Hangisi olduğu önemli mi" diyebilirsiniz, Şaban ve Şirzat kardeşlerim..
O zaman..
1- Önemli değilse resmi niye koydunuz?.
2- Ölenin hangisi olduğunu resim altında yazmak, ya da resimde bir bilgisayar tıklaması ile, öleni bir kırmızı halka içine almanın adı nedir, bilir misiniz?.
Okura saygı!..