Efendim, "Salıya kadar" diye veda etmiştik ya.. Hastanede işlerim tahminimden erken bitti.. İyi haber.. Asayiş berkemal.. İşler yolunda..
Azmi Hocam karşıladı beni.. En güvendiğim doktor.. Başım ağrısa onu ararım.. O yönlendirir.. Boynumdaki üç omuru titanyumla değiştirip beni "Biyonik adam" yapan dünya çağındaki "Omurga" uzmanı..
Bir kusuru var.. (O kadar kusur kadı kızında da olur) fena hem de nasıl fena halde Fenerli..
Hastanede beni iki eli yumruk, havada karşıladı.. "En büyük Cim Bom" diye..
"İlahi adalete bak. Seni de böyle bağırttı ya sonunda" dedim.. Bu hafta Beşiktaş maçımız var ya.. Bütün Fenerliler Galatasaraylı..
"En büyük Başakşehir" diye cevap verdim..
Azmi Hocam, Florence Nightingale'in en ustalarını seçmiş.. Fatih Hocam ve Cengiz Hocam el koydular, iş bitti..
Azmi Hoca "İki gün dinlen" dedi..
Yıllardır benim Hızır Meleğim, can kurtaranım, Sevgili kardeşim Merve Hemşire de başını "Evet.. Evet" diye salladı..
Valla iyi olurdu ama bu pazar Anneler Günü ve benim, bu köşe açıldığından beri her Anneler Günü'nde yayınladığım yazım var. Onu hazırlamam gerek..
Bir de derbi var ki bu hafta, Üç Büyükler'in üçünü, küçüklerin de ikisini yakından ilgilendiriyor.. O derbi hakkında da iki satır etsem iyi olur.. O zaman cuma sabahı evden çıktık işe..
Çıktık da gıdım gıdım gidiyoruz.. Niye acaba?.
"Önemli biri geçecek gene" dedi, Ercan.. Değilmiş.. Beşiktaş Belediyesi Çiçek Bayramı başlatıyormuş.. Biz çocukken vardı çiçek bayramları.. Şehrin ana caddesinden çiçeklerle süslenmiş taşıtlar geçerdi.. Devlet kurumlarının ve özel şirketlerin.. Bir saat falan sürerdi geçiş.. Erkenden kaldırım kenarında yerimizi alırdık..
Bütün eski güzellikleri unuttuk.. Çünkü "Biz" olan şeyleri unuttuk.. Biz olmayı unuttuk.. Sanal dünya hepimizi yalnızlığa mahkum etti..
Beşiktaş Belediyesi'nin ne yaptığını anlayamadım yalnız..
Barbaros Bulvarı üzerindeki en bela kavşağı seçmişler ki, Gayrettepe'den, Beşiktaş'tan ve Zincirlikuyu'dan gelen ve de E-5'e ve Köprüye gidecek o büyük sabah kalabalığı tıkansın, kilitlensin..
Geçerken baktım.. Bir bando vardı.. Palyaçolar falan..
Nasıl çiçek bayramıysa artık!.
Sonunda kapağı gazeteye attık..
Bilgisayar denen aletin beni mutlu ettiği tek yere, odamdaki koltuğuma oturdum.. Beni sizlerle buluşturan klavyenin başına ve ekranın karşısına geçtim..
Hoş bulduk efendim!..