Benim sevgili Skor Yazarlarımız, maçı 2-1 kazandığı zaman yere göğe koyamadıkları Aykut Kocaman gerçeğini, bu defa kafalarına taş "Dank" diye düşünce gördüler mi acaba?.
O rezil lig maçından sonra "İki korkak bir hamama yaraşır" demiştim. İkisi de beraberliğe razıydı. İkisi de savunmak için oynuyorlardı.
Ama bu defa karşılığı olan bir Kupa maçı için sahadaydı Konya.. Kazanmak zorundaydı bir.. İkincisi..Lig maçında Bajic ve Traore oyuna girince rengin nasıl değiştiğini görmüş olmalıydı, Kocaman adam. Oysa hemen ayni, korktuğunu hem de nasıl belli eden takımla çıktı sahaya.. Her avut atışını on dakikada yapan, İstanbul'a, kendi sahası avantajlı dönmek için beraberliğe razı Fener'in değil, Konya'da mutlak kazanması gereken Kocaman takımın kalecisiydi..
İlk maçı da Fener böyle kazanabilirdi. Tonla golü atamadılar. Konya son dakika balığını yakalayınca da, bizim "Skorcular" ne kerametler buldular, Kocaman, kocaman..
Haydi buyrun!. Şimdi göklere çıkarın korkağı!.
O maçın ardından "Dedikodulardaki gibi, Aykut maçı Fener'e satmak istese, başka nasıl çıkar, başka nasıl oynardı" diye sormuştum.
Fener, ikinci ikramı kaçırmadı.
Bir bedavacı da bir başka ödlek, bir başka hocalık fıkarası Riekerink'in Galatasaray'ı idi, çarşamba gecesi. Ben bu kadar kötü Rize'yi ilk defa gördüm.
Buna rağmen İstanbul'a daha iddialı gelecek bir sonuç elde edebilirlerdi. (Ben deplasmanda 3-1'i bile yeterli bulmuyorum yani, Riekerink cahili ile..)