Ali Kocatepe, Yeni Asır Gazetesi'nde, Aysun'la evlendiği geceyi yazmış.. Nasıl anılarım canlandı.. Ali, Mehmet Y. Yılmaz ve ben ayni evi paylaşıyorduk. Ali ile Aysun evlenmeye karar verince, düğünü Erkekçe gecesinde yapmaya karar verdik.. Erkekçe, tarihimizin yıllarca en çok satan dergisi.. Ali'nin yazısını buraya aynen aldım ki, okurken, Ercan Arıklı dergiciliğinin sırlarını, bugünün dergicileri de görsün..
Erkekçe gecelerini yılda bir yapardık. Tüm Gelişim Yayınları, Patronu, Genel Yayın Müdürlerinden, odacı, pas pasçısına kadar, aileleriyle gelirler ve o gece "Bir arada" eğlenilirdi. Zamanın en ünlü sanatçıları renklendirirdi o geceleri.. Keyfe bakar mısınız?.
Her yıl bir de "Erkekçe Ödülleri" dağıtırdık, o gecelerde.. Kendi içimizde "Yılın En Başarılı"larını seçerdik. Dergi içinde rekabet, teşvik yaratırdı.
Ali'nin yazısında o yıl ödül alanlar da var.. Görün Erkekçe'nin kadrosunu.. O imzaların hepsi bir arada, gazetelerde var mı bugün?.
O dergi boşuna 150 bin satmadı..
İşte Ali'nin kaleminden, 31 yıl öncenin Erkekçe gecesi..
***
İki gün önce Aysun'la evliliğimizin 31'inci yılını doldurduk. Ama nikah törenimiz daha dün yaşanmış gibi en ince ayrıntılarıyla hala aklımızda... 25 Mart 1985'te Erkekçe dergisi yazı işleri müdürü, müzik sanatçısı Ali Kocatepe ile Avusturya Lisesi mezunu, Marmara Üniversitesi ekonomi öğrencisi Aysun İnöntepe'nin nikahları Şan Tiyatrosu'nun fuayesinde kıyılıyor... Benim şahidim, en yakın dostum ve genel yayın yönetmenim
Hıncal Uluç, Aysun'un şahidi ise Milliyet Gazetesi'nin unutulmaz müessese müdürü rahmetli
Nurettin Demirkol...
Egemen Bostancı'nın yapmak için yürek isteyen prodüksiyonlarını sergilediği Şan Tiyatrosu henüz yanmamış... Fuayesinde nikahımız kıyılıyor... Sonra bin kişilik konser ve gösteri salonuna geçiyoruz. Bir mini konserimiz ve aynı güne denk getirdiğimiz Erkekçe Dergisi'nin ödül töreni var.
Sahnede, piyanoda
Onno Tunç (ruhu şad olsun), gitarıyla
Doğan Canku ve gitarımla ben yer alıyoruz... Önce bir kaç şarkımı seslendiriyorum, sonra da konuklarımızdan
Sezen Aksu "Dağlar", "Çocuklar Gibi",
Nükhet Duru "Ali" ve "Seni Benden Alamazlar", Doğan Canku "Hikaye" adlı bestelerimi seslendiriyorlar.
Ayşegül Aldinç de "Ayrılık" diyor. Yani "Fikrinden geceler yatabilmirem"...
O zamanlar Aysun daha şarkıcılığa başlamamış. Ama sesinin güzelliği biliniyor. Sunucularımız
Halit Kıvanç ve rahmetli
Cenk Koray. Aysun'u sahneye davet ediyorlar... Eline mikrofonu verip "Hadi söyle" diyorlar... Gelin hanım heyecanlı. Yüzü de gelinliği gibi bembeyaz. Yutkunuyor. Bir bana bakıyor, bir de salona... Şen Sazın Bülbülleri müzikali için bestelediğim bir şarkı var Erol Evgin'in seslendirdiği. Sanki inadına, başlıyor o şarkıyı okumaya... Hem de gözlerimin içine baka baka...
"Neden böyle boşlukta tek başıma kalmışım.
Dört bir yanım doluyken bir başıma yalnızım.
Şöyle bir bak etrafına bu dünyada var mıyım?
Dört bir yanım doluyken bir başıma yalnızım.
Neden anlamsız bakar gözlerin?
Benden uzakta yaşar gibisin...
Öyle yalnızım senin yanında,
Bana sen bile çare değilsin..."
Yeni gelin, kocasına dönüyor "Bana sen bile çare değilsin" diyor, salon alkış ve kahkahadan inliyor...
Cenk Koray: "Biri Kocatepe, biri İnöntepe, kullanın birbirinizi tepe tepe" diyerek sözü bağlıyor...
O gün tüm Gelişim ailesi, yazar, çizer, sanatçı dostlar Şan'da toplanmış. Mini konserin ardından Erkekçe Dergisi ödül töreni başlıyor.
Alev Sayın konulu çalışmasıyla 'Kapak fotoğrafı' dalında
Orhan Çetin;
Bahar Öztan konulu çalışmasıyla 'Fotoğraf' dalında
Cengiz Tünay; 'İllüstrasyon' dalında
Ömer Muz, "Tülsü'yü Sevmek" öyküsüyle 'Hikaye' dalında
Aziz Nesin;
Zeki Müren ve
Füsun Erbulak söyleşileriyle 'Söyleşi' dalında
Ahmet Kahraman; "Türk Mafyası İpek Yolunda" yazısıyla 'Araştırma' dalında
Avni Özgürel; "Pipo" çalışmasıyla "Dizi Araştırma" dalında
Dr. Uygur Kocabaşoğlu; "Ünlü ressamların fırçalarından tanrıların aşkları" yazısıyla 'Fantazi Yazılar' dalında
Dr. Çelik Aruoba; "Pandora'nın Kutusu" yazısıyla 'Spor' dalında
Mehmet Özdemir; "Orwell" yazısı çevirisiyle de 'Çeviri' dalında
Prof. Kurthan Fişek, Erkekçe Ödülleri'ni alıyorlar.
Eski Kültür Bakanı rahmetli
Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Mehmet Y. Yılmaz ve sekreterimiz
Yasemin Duysak ( O
zaman daha Sayın değil) da "Erkekçe Özel Ödülleri"nin sahibi oluyorlar...
Bizim nikah töreni ve Erkekçe'nin ödül töreni bir araya gelince konuklar unutulmaz bir gün yaşıyorlar. Gelişim'deki patronumuz rahmetli
Ercan Arıklı, "Bu Ali, çapkındır, evliliği uzun sürmez" derken Hıncal abimiz, "Benim tanıdığım Ali, çok evcildir, Aysun'dan başkasına bakmaz" demiş ve iddiaya girmişlerdi... Geçen yıllar Hıncal ustayı haklı çıkarıyor...
Ama esas haklı olan
Refik Halid Karay... Ne demiş?
"Kadın kendi başına ne gül goncasıdır, ne de diken. Koklamasını bilirsen gül, tutmasını bilmezsen diken olur."
Evliliğimizi taçlandıran İlkyaz'ımız da benim gibi balık burcu. 3 Mart'ta bir yaş daha aldı. Artık arkadaş gibi olduk...
Ve yazının finalinde bunca evli geçen yılın özeti için Sokrates'in bir sözünü seçtim:
"Ne pahasına olursa olsun evlenin. Karınız iyi çıkarsa mutlu olursunuz. Yok fena çıkarsa o zaman da filozof olursunuz."
***
Ali, düğün geceki Aysun şarkısına takılı kalmış belli.. Yazının sonunda resmen "Onu gül yapan benim" demeye getiriyor. Oysa, Ali o gecenin intikamını yıllar önce çalıştığı Arnavutköy kulübünde almıştı. Bir daha anlatayım..
Ali ile bir gece o zaman Tuzla'nın ünlü restoran kulübü Adil'de çalışan
Özdemir Erdoğan'ı dinlemeye gitmiştik. Üç saate yakın çalıp söyledi Özdemir, hepimizi mest ederek. Fransız şansonları, Amerikan cazı, pop, yerli pop, şarkı, türkü, hatta arabesk söyledi.. Bir ara seyirciye seslendi..
"Saatlerdir size söylüyorum. Ama izin verin bu şarkıyı bir tek kişiye söyleyeceğim. Benim bugünlere gelmemde en büyük destek olan karıma.. Bugün evliliğimizin 20. yılı.."
..Ve şarkıya girdi Özdemir.. Jacques Brell'in efsane şarkısı.. Ne me quittes pas!.. "Terketme beni" diye yalvarıyor şarkı.. "Gidersen biterim" diyor.
Ali not etmiş..
O yaz Arnavutköy'de bir kulüpte çalışıyor.. "Bugün evlilik yıldönümümüz, birlikte benim kulüpte kutlayalım" dedi.. Mehmet Yılmaz, eşi, ben, daha bir kaç yakın dost,, Yerleştik. Ali'nin şarkılarıyla gece harika keyifli gidiyor. Ali bir ara durdu ve seyirciye seslendi..
"Saatlerdir size söylüyorum. Ama izin verin bu şarkıyı bir tek kişiye söyleyeceğim. Benim bugünlere gelmemde en büyük destek olan karıma.. Aysun'a söylüyorum bu şarkıyı..
Ve Aysun'a özel seslendiği şarkıya girdi..
"Yollarımız burada ayrılıyor,
Artık birbirime iki yabancıyız.."
Salonu bilmem ama bizim masada esen buz gibi havayı tahmin edersiniz!..
***
Son bir not.. Onca dev sanatçı arasında Erkekçe Gecesinin doruğunda söylediği türkü ile, ev arkadaşımız Mehmet Y. Yılmaz vardı. Ali onu atlamış.. Mehmet gazeteci olmasa, ülkenin zirvedeki türkücülerinden olurdu. Ne ses, ne yorumdu o.. Hala kulaklarımda..