Bakın isimlerinizi vererek yazıyorum ki, belki utanır hiç değilse beni arar, off the record da olsa, yanıt verirsiniz.
1. Mehmet Aslan..
Hürriyet Spor Müdürü..
2. Halil Özer..
HaberTurk Spor Müdürü..
3- Tayfun Bayındır..
Milliyet Spor Müdürü..
4- İbrahim Seten..
Vatan Spor Müdürü..
5- Murat Özbostan..
Sabah Spor Müdürü..
Pek çoğunuz yıllardan beri yakın dostlarımsınız. Hepinizi yakından biliyor, seviyor ve güveniyorum. (..dum mu desem acaba..) Ama son zamanlarda bir tekinizi bile tanıyamaz hale geldim..
Kamuoyunun tartıştığı en önemli konuları, sayfalarınıza taşımaya, hatta manşetlerden haber yapmaya değil, sözünü etmeye dahi korkar oldunuz..
Neden?. Kim susturuyor sizi?. Gazeteci için sansürlerin en kötüsü "Oto sansür"dür. Yani insanın kendi kendine koyduğu sansür.. Her sansürle savaşır gazeteci. Biz ne devirler yaşadık, 60 yılda.. Oto sansürle savaşmanın imkanı yoktur sadece..
Şimdi soruyorum..

*** Milli Takımın Fransa formaları kamuoyunda kıyameti kopardı. Milli forma üzerine ne renkli sayfalar yapılırdı.
Başlangıcından bugüne milli formalar?.. Son formalara halk ne diyor?.. Eski Milli Futbolcular ne diyor?. Ünlü tasarımcılar ne diyor?. Siyasal liderler ne diyor?. Spor adamları, spor yazarları ne diyorlar?.
Günlerce süren dizi yazı olurdu. Gıkınız çıkmıyor.. Neden?. Kim susturuyor sizi?. *** Galatasaray Adası üzerinde dönen dolaplar polisiye roman olacak kadar ilginç.. Galatasaray Kongresi Ada'nın geri alınmasına karar vermişken, Yüksek Mahkeme, Ada'ya kaçak eklemeler yapıldığı kararını onayladı ve Galatasaray'a Ada'yı derhal tahliye ettirme yasal hakkını verdi. Ne var ki, Dursun Özbek Yönetimi, kongre kararını hiçe sayarak, işgalci lehine "Karar Düzeltmesi" başvurusu yapıp yasal süreci uzattı ve adayı işgalciye bıraktı.
"Neden" diye Özbek'i aramadınız. Aramayı geçtik. Allah'ın günü tutulan her kayıt cihazına konuşan Özbek'e, ısrarla ve inatla "Ada ne oluyor" sorusunu sormadınız. Bu sorunun önemini bilmeyecek kadar geri zekalı olmadığınızı çok iyi biliyorum. O zaman söyleyin niye sormuyorsunuz?. Kim sansür ediyor sizi.. Özbek'in mi emrindesiniz, o karanlık işgalcinin mi?. *** Beşiktaş'la oynanan derbi sonrası alınan idrar örneğinde Fenerli Gökhan'da yasaklı madde çıktı. Sayfalarınıza baktım.. Tersi olsa, "Beşiktaşlı Gökhan'da çıksaydı yasaklı madde nasıl olurdu bu sayfalar, hem de bu foto finiş şampiyonluk yarışı günlerinde" diye düşündüm de, gülesim geldi dostlar.
Olayı değil, Fener'in savunmasını yapmışsınız atladığınız haberi (Atlatan Göle Adam'ın gazeteleri) verirken.
Efendim, performans arttırıcı değilmiş.. Performans arttırmayan madde niye yasaklı olur, peki?. Efendim tedavi amaçlı kullanılmış. Ağrı kesiciler tedavi etmez. O zaman "Benim ağrım var" de, al yasaklı maddeyi gitsin.. Kim ispatlayacak ağrının olmadığını..
Türkiye'nin son yıllarda dopingle başı dertte.. Doping yüzünden Rusya Olimpiyatlardan ihraç edildi. Son Dünya Salon Atletizm Şampiyonasına alınmadı. Bizi de ayni tehlike beklerken, doping olayını örtbas etmek midir, Türk medyasının görevi.. Sonuna kadar gitmek mi?.
Bakın Gökhan Gönül, gerek futbolu, gerek adamlığı ile en sevdiğim sporculardandır. Daha dün köşemde "Benim MVP/ En Değerli Futbolcum" demiştim, onun için.. Gökhan'ın bilerek, kasten doping aldığı aklımın köşesinden geçmez. Kulüp doktorlarının kurbanı olmuştur, kesin. Ama gazeteci olarak bu hassas konu ve bu çok hassas dönemde olayın en küçük ayrıntısına kadar incelenmesini istemek, içerde, dışarda kimsenin şüphesinin kalmamasını sağlamak göreviniz, değil mi?.
Öyle değil mi, hem WADA'yı (Uluslararası Doping Ajansı), hem de Olimpiyatları çok iyi bilen Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Uğur Erdener dostum.. Sen de öyle bir sessizliğe gömüldün ki, son zamanlarda "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" havasındasın.. Etrafında neler neler olurken, yoksun..
Mesela en uzman kişi sıfatı ile Uğur Erdener'e konuyu sormak hiçbirinizin aklına gelmedi, müdürlerim?.. Geldi tabii.. Ama sormak işinize gelmedi. Neden?. *** Beşiktaş ile Fener, ligin bitmesine sayılı haftalar kala, at başı gidiyorlar. İkisinin de en kritik maçları Ali Sami Yen Arena'da Galatasaray'la.. Ve herkes bilir.. Galatasaraylılar "Biz şampiyon olamazsak, Fener de olmasın" derler.. Bütün Galatasaray camiası Beşiktaş'ı isterken, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman birden ortaya çıkıp, hem de tüm Galatasaray camiasının nefret ettiği, iki kulüp arasındaki "Ezeli rekabet, ebedi dostluk" ilkesini sıfırlayıp "Biz onlarla dost değil, düşmanız" diyen Aziz Yıldırım'ı referans göstererek, Galatasaray hakkında "Şerefsizlik" ithamlarında bulundu.
Bir insanın böyle bir dönemde bunu yapması için çılgın olması, ya da işin içinde başka şeylerin bulunması gerek.. Bir tekiniz bir muhabirinizi görevlendirip "Bunu araştırın. Çarşı liderleri ne diyor" dediniz mi?. Orman'a "Amacın ne" diye sordurdunuz mu?.
Hani Lucescu'nun beni öfkeden "Burası Çavuşesku'nun Romanyası'na döndü" çirkin benzetmesini yaptığı yılı hatırlayın. Beşiktaş maç fazlası ile 11 puan önde iken Şampiyonluğu Fener'e kaptırmış, bazılarına göre bırakmıştı. O zaman söylenenleri Çarşı da hatırlar, sporla ilgili pek çok gazeteci de.. Bir tek siz hatırlamadınız (!) sayın Müdürlerim.. Beşiktaş TV'sinin olay günü "Gökhan'da yasaklı madde çıktı" haberini alt yazılarında bile niye vermediğini de merak etmediniz. *** Ama ben tek başıma kalsam da, merak etmeye ve sormaya devam edeceğim..
1. Soru, Yıldırım Demirören'e.. "İnsana, Milli renklerimizi unutturma amaçlı gibi görünen bu formaları nasıl kabul ettin?. İnatçı ve ısrarlı mısın, Fransa'ya Türkiye'yi temsil etmeyen "Bu rezil" formalarla mı gideceğiz?.
2. Soru, Dursun Özbek'e.. Kongre kararına rağmen Ada'yı geri alma fırsatını veren Yüksek Mahkeme kararına niye, işgalci karanlık adam lehine itiraz ettin?. Seni itiraza yönetimindeki bir hukukçunun ikna ettiği, o hukukçunun da karanlık adamla ayni cemaatten olduğu söyleniyor.. Galatasaray'ın içinde de bir paralel örgüt mü var?.
3. Soru, Uğur Erdener'e.. Türkiye'deki sportif skandallara Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı olarak, hem de bu Olimpiyat yılında niye seyirci kalıyorsun. Gökhan Gönül olayı hakkında açıklaman nedir?.
4. Soru, Fikret Orman'a.. Galatasaray 13 Nisan'da Fener'le, 8 Mayıs'ta Beşiktaş'la oynayacak ve bu iki maç büyük ölçüde şampiyonluk belirleyici olacak. Tam bu sırada bütün Galatasaray camiasını öfke ve nefrete boğan, üstelik Aziz Yıldırım referanslı o konuşmanın sırası mıydı, en azından ve amacı neydi?. Birileriyle gizli anlaşman mı var?.
Hodri meydan.. Yanıtları "Yazılı" istiyorum. Aynen bu sütunlara, kendi sözleri ile koymak, "Efendim yanlış anlama" bahanesi ile çevir kaz durumları oluşmasın diye..
Hadi, yazın görelim.. Hadi, sizi de görelim Müdür Dostlarım!..