Bak genç kardeşim, bu ülkede muhabirlik, yani gazetecilik öldürüldüğü için maç öncesi haber diye yazılan "Şunu düşünüyor, bunu oynatacak" haberlerine zerre inanmam. Masa başına oturur, kendi kafalarına göre kadro uydurur, "Böyle çıkacak" diye yazarlar. O gün takım sahaya sekiz değişik adamla çıkar, ama koca gazetede, ne spor, ne yazı işleri, ne genel yayın müdürü bu sallamanın hesabını sormaz. Bu yüzden esas sallamadır.. Hem de içinde tuttuğu takıma göre kasıtlarla sallama..
Bugün de Galatasaray 11'i ile ilgili tüm haberleri elimle süpürüp çöpe atarak, kendi tavsiyelerimi sıralıyorum.
1. Başkası olma, kendin ol.. Her tavsiyeyi dinle. Ama kararı kendin ver. Öncesinde ve sırasında..
2. Geri dörtlün, Sabri, Semih, Hakan, Carole olmalı.. İyileşmişse Sabri, bugün bu ülkenin en iyi hücum sağbeki. Maç senin sahanda. Kaybedersen, yitirecek bir şeyin yok. Ama kazanırsan, Galatasaray camiasında çöküntü sona erer. Sen, doruklara uçarsın. Yani kazanmak için oynamanın hiçbir riski yok. Semih, Hakan bu ülkenin birbirini en iyi tanıyan, adeta ruhlarını bilen tandemi.. Tek kişi gibi oynuyorlar desem yeridir. İkisi de oynayacak durumda olunca, büyük gollük hatalar yapan, kademe bilmeyen Denayer ya da Chedjou denemelerine girmene hiç gerek yok. Fizik gücü kısıtlı Hakan'ı solbek oynatmak ise cinayet olur. Carole mevcudun en iyisi.. Oynadığı maçlarda da takımın en iyilerindendi.
3. Önlerindeki ikilinin biri Selçuk, kesin. Öteki için üç aday var. Savunma ağırlıklı Chedjou, hücum ağırlıklı Bilal ve de bana sorarsan, asıl burada denenmesi gereken, Denayer. Ben Bilal'i seçerdim fazla tereddüt etmeden.
4. Orta üçlü için fazla düşünmek gereksiz. Sabri ile çok iyi anlaşan, en iyi oyunlarını onunla ikili oynayan Podolski.. Solda Yasin.. Ortada, Yasin'i en iyi oynatan adam, Carole, Yasin'le üçgenler kurarak, Fenerbahçe'nin güçlü sağ kanadını hatta ileri çıkamaz hale getirecek Sneijder..
5. İlerde eldeki tek isim Umut. Ve Umut, son yıllarda ilk defa ıslıklanmayacağını, yuhalanmayacağını bilerek maça çıkacak. Hatta ilk defa tribünlere çağrılıp alkışlanacak. Yani bu defa, büyük üzüntüsünün yanında ilk defa tribünleri arkasına alıp oynayacak. Bu çok şeyi değiştirebilir.. Ama ben olsam Umut'u kenarda başlatır, gelişmeleri beklerdim.
Peki, santrfora kimi koyardım?.
Denayer!..
Hızlı mı?. Mücadeleci mi?. Sonuna dek koşuyor, savaşıyor mu?. Hava hakimiyeti var mı?. İyi kafa şutu atıyor mu?. Top kullanması, oyunu okuması, bulunacağı yeri seçmesi iyi mi?. Fenerbahçe'nin en zayıf yeri savunmasında böyle tehlikeli ve hareketli bir adam, bir de "Hücum presi" başlatır ve yönetirse..
Bu soruların yanıtlarını iyi düşün, tart Orhan!.
Santrfor Denayer, Galatasaray takımını bile şaşırtır. Ama bir düşün o zaman Fenerbahçe'yi nasıl şaşırtır?.
6. Oyunu Fener'in güçlü olduğu kendi yarı sahanda değil, Fener'in en zayıf olduğu onun yarı sahasına taşı, orada kur. Aptal yan ve geri paslarla rakibe altın anlar kazandırma yerine hızlı oyna.. Başta Selçuk topu alan herkes etrafında ille bir tur dönme hastalığından kurtulsun artık. Tek top oynamayı deneyip oyunu hızlandırırlarsa, o çıkmaya meraklı Fener defansı çok zorlanır.
7. Oyuncuların hakemle değil, topla oynasınlar. Bıraksınlar hakemle rakip oynasın. Öyle olduğu zaman ne hale geldiklerini Braga maçında gördük.
Galatasaraylı futbolcular, hakeme yardımcı olsun ve sempatisini kazanmaya baksınlar. Gene başta Selçuk, daha onuncu dakikada tüm hakemleri Galatasaray'dan nefret ettiren tutumları artık unutulsun.
Başarılar dilerim, Orhan!.