Yapı Kredi benim bankam.. Sanata ve kültüre yaptığı harika yatırımlar yüzünden benim bankam.. Ve beni ilk defa hayal kırıklığına uğrattılar. Bu ülkenin tarihe geçen sergilerini açan Yapı Kredi'nin imzasını görünce "Ara Güler'in Kamerası ile Yaşar Kemal" sergisinin altında Fulya Kültür Merkezi'ne nasıl heyecanla koştum..
Valla, dostum Ara'ya gitsem "Bana on onbeş Yaşar Kemal resmi ver" desem, bu sergiyi ben de açardım.
Yahu Yaşar Kemal bir anıt.. Zeynep Oral bir başlıkla nasıl özetlemişti onu?.
"Türklerin en Kürt'ü; Kürtlerin en Türk'ü" diye..
Kopya edeyim mi, Ara Güler için..
"Türklerin en Ermeni'si.. Ermeniler'in en Türk'ü!.."
Hem de bugünlerde böyle iki adamı birleştiren sergi, böyle sıradan, böyle şişirme mi açılır?.
Girişte Koca Ara ile Koskoca Yaşar'ı bir arada gösteren bir resim var.. İki yanından iki sütun indirip anlatsana, bilmeyenlere Yaşar'ı.. Ara'yı.. Adım adım bir film gibi nakletsene, astığın resimlerle bağlayarak Yaşar Kemal- Ara Güler dostluğunu, arkadaşlığını..
Altını çizsene.. Biri fotoğrafın, öteki kalemin iki ustasının aslında, "Gazetecilik"te ortak, meslektaş olduklarını.. İkisinin de hayata, Bab- Ali Yokuşunda "Muhabir" olarak başladıklarını.. Biri fotoğraf, öteki röportaj muhabiri..
Ara'nın çektiklerinden, Yaşar'ın yazdıklarından sözler etsene..
As rastgele üç beş resim. Oldu Ara Güler/ Yaşar Kemal Sergisi..
Ayıptır. Saygısızlıktır.
Bir katalog bile yok. Sergide bir tek kişi var.. Bir tek.. Kapıdaki güvenlikçi.. Sergiyi açanlar adına bir kişi dahi yok, bizahmet, sorulara yanıt verecek.
Bir katalogu bile yok serginin.. O çok kibar güvenlikçi, çırpındı.. "Açılışa yüz tane getirmişlerdi. Toplayıp götürdüler" dedi. "Bakayım köşede bucakta bir tane kalmış mı?.
On dakika sonra geldi. "Özür dilerim" dedi..
Sen dileme delikanlı.. Yapı Kredi dilesin!.