Başlıktaki adı kaç kişi bilir acaba, okurlarım arasında?.
Ama hele benim yaşımda olanlara hatırlatırsam.. Hani, dillere destan, NBA'den çok önce, Amerikan Basketbolu'nun bir efsanesi vardı.. Harlem Globetrotters diye.. Dünyayı dolaşır basket şovu yaparlardı.. Basketbol cambazlıkları ile dillerimizi yutturur, içine kattıkları komedi unsurları ile de harika bir şov gecesi geçirmemizi sağlarlardı..
İstanbul'da Spor ve Sergi Sarayı idi, bugün Lütfi Kırdar'ı.. Orda.. Ankara'da, Maltepe'de, Nato 'daki Amerikalıların bir salonu vardı orda izlemiştik, kaç defa.. İşte o Harlem'de, elindeki yangın kovası ile seyircilere koşan ve ön sırada oturan bir seyircinin tepesinden aşağı, çığlıklar arasında su değil, konfeti boşaltan bir basket cambazı vardı..
Takımın esas yıldızı oydu.. Topla müthiş driplingler yapan, akıl almaz paslar veren, "Bu artık olmaz" dedirten turnikeleri sayıya çevirip, salonu ayağa kaldıran smaçlar çeken, o müthiş adamdı işte Meadowlark Lemon..
New York Times'de okudum.. Geçen hafta 83 yaşında ölmüş..
Onu tanımış, defalarca izlemiş olmak hayatıma güzellikler katmıştı. Her güzelliğin bir bedeli var.. Onlardan gelen üzüntüden de payına düşeni alacaksın..
Meadowlark'ı tanımasam, üzülmeyecektim.
Siz hangisini tercih ederdiniz?.