Kültür ve sanatın yılmaz ve yorulmaz bir savaşçısını daha kaybettik.
Üstün Akmen..
Gittiğim her tiyatroda, konserde, opera, balede onu görürdüm. Heyecanla koşar, keyifle izler, yorulmadan yazardı. Onun için yazmak önemliydi. Büyük, küçük demez yazardı. Büyük gazeteler, bu sanat dallarında eleştiriye çoktan sütunlarını kapadıkları, bu gazetelerde kültür ve sanat benim gibi özel meraklı köşe yazarlarına kaldığı için son zamanlarda imzası fazla göz önünde değildi, bakmayın..
Akmen uluslararası bir sanat adamı ve yazarıydı.
PEN Klüpleri Federasyonu Türkiye Başkanlığı yaptı. Unesco Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Topluluğu Türkiye Başkanıydı. Hemen her saygın tiyatro ödülünde jüri üyesi, başkan olarak görevliydi.
Arda Aydoğan'dan bir hafta sonra Üstün Akmen'i de kaybetmek, fazla acı oldu.
Tıpkı Arda gibi, Akmen'i de, sezonun açılış konserlerinden birinde görmüştüm. Ayak üstü iki kelime konuşmuştuk. Turp gibi görünüyordu..
Bizim yaşlarımızda (Akmen 3 yaş küçüğümdü), turp gibi görünmek fazla bir şey ifade etmiyor. Küt diye de gidiyorsun.
Onu da Arda gibi bir kalp krizi götürdü sanat dünyasından..
Yeri dolmaz.. Niye dolmaz?.
Oynayacak saha olmayınca, futbolcu yetişir mi?.
Futbol, dedim de.. Çok da iyi bir Fenerliydi Üstün.. Aktif kongre üyesiydi. Görevler de almıştı.