Galatasaray, daha ikinci dakikada yediği şok golle 1-0 yenik duruma düşmesine rağmen Benfica'yı 2-1 mağlup etmeyi başardı.. 4-1 de yenebilirdi.
Öyle goller kaçtı.. Ama 4-1 de yenilebilirdi.
Öyle pozisyonları da adamlar harcadılar..
Benim için önemli olan Hamza Hoca'nın tavrı ve tutumuydu.
Maç öncesi bu defa, korkmadan, çekinmeden "Biz favoriyiz" dedi. Atletico maçı öncesi yaptığı hatadan ders almıştı.
O aklın zerresine sığmaz "Hele ilk yarı kontrollü oynayalım, hamleyi ikinci devre yaparız" hatasını da tekrarlamadı. O dersini de almıştı. Sahaya hücum futbolu oynayan bir takım çıkardı. Oyunun genelini rakip sahada oynayacak bir takım..
Aslında Galatasaray'a geldiği zaman yaptığı buydu. O felaket gidişi çeviren oyuna döndü yeniden, Benfica'ya başlarken.
Takımı moral olarak bu defa öyle iyi hazırlamıştı ki, şok gole rağmen zerre dağılma olmadı.. Benfica'yı fena bastırmaya başladılar ve goller geldi.
İlk yarıda Galatasaray'ın en büyük zaafı Carole'dü. Savunmada öyle kötü, öyle dağınık, öyle şaşkın oynuyordu ki, Benfica ikinci yarı, oradan hücum edecekti kesin.
Hamza Hoca'nın bu zaafa bir çare düşüneceğini hepimiz umuyorduk.
İkinci yarı takım ayni kadroyla çıktı.
Anlaşılan Yasin'e "Carole'e biraz yardım et" denmişti, o kadar.. Yasin geri gelmeye başladı ama, Carole öyle kötüydü ki, yetmedi.
Hamza Hoca, takımı da 2-1 önde olduğu için, soldaki koridoru kapayacak savunma hamlesini yaptı. Geçen yıl sol bek oynattığı Olcan'ı soyundurdu.
Kenara Yasin'i alacağını beklemiyordum açıkçası, Hamza'nın Yasin'i "İlk oyundan alınacak" takıntısını bilmeme rağmen..
Çünkü 2-1 korumanın en iyi yolu, topu mümkün olduğu kadar ilerde tutup, savunmaya nefes aldırmaktı. Yasin, Umut, Podolski üçlüsü için de topu ilerde en iyi oyalayan adam da Yasin'di, o ana kadar.
Ben "Umut çıkar, Podolski ortaya gelir, Yasin sola geçer" diye düşünüyordum.
Hatta "Carole çıkar. Olcan beke gelir ve geçen sezon Yasin'le çok iyi anlaştığı sol kanadı, yanlarında Sneijder'le kaparlar" diyordum, ama İmam gene bildiğini okudu. Ama ilk defa ben Hamza'yı anlayışla karşıladım.. O kanat bir hamle gerektiriyordu.
Hamza da yaptı. En kötüsünü yaptı, ama yaptı..
Şimdi Galatasaray, Saraçoğlu'na Fener derbisine gidiyor.. Yıllardır maç kazanamadığı sahaya..
O derbi için, Benfica maçından dersler var..
1. İlk golde Benfica hızla faul atışını kullandığında Galatasaray takımının yarısı hakeme itirazla meşguldü. Takım bu iğrenç huydan vaz geçmeli. Kesin vaz geçmeli.
Bu yüzden çok önemli olacak sarı kartlar yeniyor. Bu yüzden hakem daha maçın dörtte biri dolmadan, Galatasaray'a antipati duymaya başlıyor. Hakem kendisine yardımcı olan oyuncuya sempati duyar. Bunu kim anlatacak, oyunculara.
Sen hakemle uğraşırken, elin oğlu boş durmadı, golü attı.
2. Galatasaray, hele Sabri taç atmayı bilmiyor. Maç boyu bütün topları rakibe attı. İlle Umut'a atacak. Doğru, Umut topa koşan, top isteyen oyuncu. Ötekiler bekliyor. Ama taç, çok hızlı bir atak başlatmak için bomboş koşan bir adamın önüne acele atılmıyor da, Sabri'nin yaptığı gibi ille 40 saniye sonra yollanıyorsa, top kontrolü en iyi adama gönderilir ki, o adam topu iyi kullansın, ya da faul alsın. Sabri bir, tek bir kere Sneijder'e attı. O da gol pozisyonu oldu. Umut'a atılan topların hepsi, rakip hücumuna dönüştü. Galatasaray, bu yanlış taçları Fener maçında çok pahalı ödeyebilir.
Hele kendi sahanda yanlış taç, gol getirir.
3. Carole ile sol kanat çürük.. Bu takımın sol beki Hakan. Ama o da savunmanın kilidi, stoperde.. Milli stoper, yılların en iyisi Semih kenarda otururken, bu Carole'de ısrar niye?.
Chedjou, Fernandao ile boğuşur, teknik Semih, Van Persie'ye karşı başarılı olur.
Sabri, Semih, Chedjou, Hakan geri dörtlüsü de düşünülmeli ki, Yasin gibi bir hücum gücünden vaz geçilmesin..