Bu yıl kısmetim Çello'dan açılmış olmalı.. Geçen cuma, İstanbul Opera ve Balesi Açılış Konserinde Süreyya'da Dokuzuncu Senfoni içinde, harika bir çello dinlemiştim. Şafak Erişkin.. Pazartesi gecesi, gene Süreyya'da Kadıköy Belediyesi'nin Pazartesi Konserleri açılışında bu defa minik bir oda orkestrası eşliğinde bir başka nefis çello vardı.. Konstantin Manaev..
Üçüncü açılış, Boğaziçi Konserlerininkiydi ve bu defa "Tek Çalgıda Orkestra" Daniel Müller-Schott'u izledik, o tarihi, o emsalsiz Albert Long Hall'de..
19. yılına girdi Boğaziçi Üniversitesi Konserleri.. Dile kolay.. 19 yıl..
Yaşa Evin Hocam!..
Günün birinde ne yaptığını anlayacak ve sana "Devlet Üstün Hizmet Madalyası" verecek bir Kültür Bakanı gelir bu ülkeye İnşallah!..
Müller- Schott yorumlarında yarattığı yeniliklerle kısa zamanda ünlenen bir çellist.. Henüz 39 yaşında ama, adına eserler yazılıyor. Aldığı ödüllerin, kazandığı yarışmaların haddi hesabı yok. 1727 Venedik yapımı bir çello kullanıyor. 288 yıllık..
İki Bach, bir Britten seslendirdi, kendisi büyük bir Bach hayranı olan solist..
Gürer Aykal şefimin de favorilerindendir Bach.. Konserden sonra izlenimlerini sordum..
"Bir Alman solistin, bir Alman besteci Bach'ı böyle yorumlaması beni şaşırttı. Özgür çaldı Schott.. Ama 'Ben burayı böyle çalmak istiyorum" keyfiliği değil.. Gene kurallar, kendi koyduğu kurallar içinde özgürdü.."
"Ya Britten" dedim..
"Britten İngiliz, ama Schott, onu da İrlandalı gibi seslendirdi" dedi Şefim..
Ben mi ne dedim?.
Bach'ın 2 numaralı suiti ağır geldi biraz bana.. Britten'le ısınmaya başladım. 3 numaralı Bach suitine ise bayıldım!..