Esin Övet, geceleri çalışan, çalıştığı için de çok okunan bir gazeteci dostumuz.. Hafta sonu gene bir gece yarısı iş peşinde koşarken, trafikte makas atma, slalom yapma meraklısı pek çok çılgından biri, hızla yolunu kesince, selektör yapma gafletine düşmüş.. Sen misin yapan?.
Herif peşine takılmış mı?. Camı indirip "Hayvan.. Orospu" diye hakarete başlamaz mı?.
Esin "Adamı mahkemeye versem bir şey çıkmaz, ama o çıkınca beni kıstırır, döver.. Evime kadar takip edip, mahallemde hakaret eder" diye içini döküp soruyor.. "Şimdi ben ne yapayım?."
Hayatta olduğuna şükret Esin..
Bu trafik hayvanlarına selektör yaptı, solladı diye kaç kişi öldürüldü bu İstanbul denen dağ başında bilir misin?.
Bütün tanıdıklarım, dostlarım tembihli.. "Aman trafikte olay çıkarmayın..
Hatta elle o masum "Ne oluyor" anlamına gelen işaretleri dahi yapmayın. Ölebilirsiniz. Pisi pisine ölebilirsiniz, tonla örneği var" dedim hepsine..
İstanbul'u böyle dağ başı haline getirenler, bu kente ve bu kentin insanına yıllardır sahip çıkmayan, gözlerinin, evlerinin, ofislerinin önündeki rezillikleri bile görmeyen valiler ve emniyet müdürleri..
Kendileri eskortla gidiyorlar, onlar giderken yollar açılıyor ya..
Sürünsün vatandaş.. Öfkelensin, deliye dönsün, birbirini vursun, umurlarında değil.. Bu arada meydanı boş bulan ve yaptığı her şeyin yanına kâr kalacağını bilen maganda da azdıkça azıyor..