Ayşe, yazarlık stajını benim yanımda yaptı, ama bana yaptığına bakın şimdi.. Pazar günü, kahvaltıdayız, dost ailem var bir de benim.. Neco, Tefo ve aileleri.. Bu hafta Ayşe ile ablası Zeynep de katıldı aramıza.. Laf lafı açarken, Stajyer filmini tavsiye ettim onlara.. Sinemaya gideceklerdi de..
Dün sabah gazeteyi bir açtım..
Aaa!..
Ayşe filmi yazmış.. Beni atlatmış iyi mi?. Dahası, iyi de yazmış, bana yazacak pek bir şey bırakmamış..
Amma velakin, o kadar hoş bir film ki, ben de ille yazacağım..
Doğrudur, ikinci yarıda tempo biraz düşüyor ama, o harika Robert de Niro ve hem de nasıl yakışan bir ikili olduğu Anne Hathaway öylesine seyrine doyulmaz oynuyorlar ki, 2015'in en unutulmaz filmlerinden biri yapıyorlar, Stajyer'i..
Filmde, alışılan, ezberlenen iki evrensel ve tarihsel klişeye de, çok sevimli, insanın kafasına tokmakla vurmayan, ama çok inandırıcı iki itiraz var..
1. İnsan, isterse 70'inden sonra da, çok yararlı işler yapabilir ve çok harika bir hayat yaşayabilir.
2. Kadın baş döndürücü bir işin başında evine vakit ayıramazken, baba, "Anne" adına kayıtlı tüm işleri bir "Ev erkeği" olarak yapabilir..
Yani, hem film muhteşem, hem de verdiği mesajlar çarpıcı..
Bu filmi sakın, ama sakın kaçırmayın..