Galatasaray bu gece Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk maçı için Arena'ya çıkıyor. Lafı uzatmadan, doğrudan sadede geleceğim. Ne işe yarar bilemem ama, ben dedim ya, doğrudan yazacağım.. Düzelecek çok şey var da, ben acil olanları yazacağım, bugün..
1- Yasin ve Burak!.. Sahtekarlığı, hakem aldatmaları bırakın. Kendinizi hemen yere bırakma huyundan vaz geçin. Büyük futbolcu en sert darbeyi alsa bile ayakta kalmayı başaran adamdır. Gerisi hakemin bileceği iş.. Ama ikinizin de öyle adınız çıkmış ki, doğru fauller bile çalınmıyor artık..
2- Hamza Hoca!. Bu takıma taç atmayı öğret.. Ben bu kadar taç atma özürlü takım görmedim. Galatasaray'ın kendi sahasından taç attığı anlar, tam bela.. Taç rakibe atıldığı için, çok tehlikeli kontrataklar, goller yeniyor. Neden taç atma özürlü takım?. Çünkü biri taç için kenara geldiği zaman geri kalanlar elleri belinde ona bakıyorlar.. Kendini gösteren, "Bana atabilirsin" diyen yok. Herkes korkak.. Kimse sorumluluk almak istemiyor. Böyle büyük takım olur mu?. Bu takıma "Taç" antrenmanı yaptır hoca.. Şaka etmiyorum.. Bir takım taç sırasında nasıl hareketlenir göster. Daha önemlisi.. Hızlı taç atmayı öğret.. Galatasaray'da yüzde 80'i rakibe atılan taçların bir de töreni var.. En yakın adam kapıp, anında fırlayan birinin önüne atsa, belki gol gelecek.. Hayır.. Bekleniyor ki, sağda ise mesela Sabri gelsin.. O gelene kadar rakip de yerli yerine geliyormuş.. Boş ver.. Futbol zamanlamana oyunu Hamza Hoca.. Bir maçta en çok yaratılan duran top taç ve Galatasaray taç atmayı bilmiyor. Kimse tenezzül edip çalıştırmamış. Böylece en çok pozisyon, en çok top kaybı taçlarda yaşanıyor, farkında olan yok!.
3- Muslera topu oyuna hızlı sokmayı bilmiyor. Bil- mi- yor!. Hele ayakla sokuşları ayrıca büyük tehlike. Kaç gol yedi Galatasaray böyle.. Mecbur kalmadıkça Muslera ile oynanması yasaklanmalı.. Muslera arka direğe ısrarla ve inatla adam koymuyor kornerlerde. Bu yıl bir gol gene arka direkten geldi.. (Fener'in pazar günkü golü de, boş bırakılan arka direktendi, Nani'nin kornerinde..) Mantıklı hiçbir izahı yok, kalecinin gördüğü ön direğe adam koyarken, görmediği arka direği boş bırakmayın diye bin defa yazdım..
4- Rakip korner atarken, savunma yerleşmeyi bilmiyor. Ne adam savunuyorlar, ne yer.. Duran toplarda kafayı devamlı rakipler vuruyor.. Neden?.
5- Arena'daki maçlar özellikle, Galatasaray'ın kazanması gereken maçlar. İyi takımın iyi oynaması, oyunun durmaması, soğumaması ile mümkün.. Beraberliğe razı rakip kendini sırf oyunu durdurma adına yere atabilir.. Ama rol yapmak herkesin öyle içine işlemiş ki, bırakıveriyorlar anında kendilerini yere.. Oyunun durması büyük takımın, yani Galatasaray'ın aleyhine iken durduran Galatasaraylılar.. Bunlara "Bireysel taktik" öğretilmiyor mu?. "Oyunu kesip rakibin ekmeğine bal sürmeyin" denmiyor mu?.
6- Cumartesi günkü Mersin maçını, Metin Oktay mezarından kalkıp gelse ve yönetse, onuncu dakikada Galatasaray düşmanı olurdu. Galatasaray sahaya rakiple değil, hakemle oynamaya çıkıyor, her ama her maçta.. Her düdükte itiraz.. Düşmanca bakışlar, jestler, tribünleri hakem aleyhine tahrik etmeler.. Düşünün Sabri 60 metreden koşup olay yerine geliyor, hakeme saldırıp sarı kart görüyor..
Yahu bu kazık kadar adamlara "Hakeme yardımcı olun.. Gülerek bakın ki, adam size sempati duysun.. Yanlış yaptığını düşünürse utansın, telafi yolları arasın" diyen bir kişi yok mu?.
Hakeme öfke, giderek içe dönüyor ve sonunda Selçuk gibi bir kaptan, o rezil tekmeyi atabiliyor.