Artistlik, rol yapma üzerine bizim futbolcuların üstüne yok.. Öyle bir çığlıkla havaya fırlıyor, yere düşüp üç perende atıyorlar ki, "Ambülans" diyorsun. Sonra yavaş çekim.. Temas bile yok. Sonra o mucize fıs fıs.. O çığlık çığlığa adam, tazı gibi koşuyor.. Böyle birinin alnına hakem "Sarı"yı dayasa, bu aldatmacaların hızı azalacak ama, hakem de hakem değil..
Bunları anlatmış "Biri bari her hafta en sahtekar futbolcuyu seçse" demiştim.
Karar verdim.. Ben seçeceğim.. Gördüğüm izlediğim maçlardan en "Artist" üç taneyi sıralayacağım her hafta.. Belki utanan çıkar diye..
İşte bu haftanın üçü..
1- Yasin.. Hamza Hoca onu sevmiyor açık.. Bitirmek için elinden geleni yapıyor. Bu hafta da takımın en iyisi iken, sırf suçu ona yıkmak için oyundan aldı. Ama Yasin de kendini sevmiyor. Penaltı pozisyonunda kendini öyle abartılı yere attı ki, hiçbir hakem o düşüşe "Yutturdu" görüntüsü vermek istemezdi..
2- Ersan Gülüm.. Yani Ersan otursun da, televizyonlardan "Kadın" maçlarını izlesin ve o "Narin" cinsin ne darbelere rağmen ayakta kalıp mücadele ettiğini ve koştuğunu görsün, bir de şu son maçta kendi düşüşlerine baksın.. Jestler ve mimikler Oscarlık!..
3- Veysel.. Goldeki hatasına rağmen takımın, hatta sahanın en iyisi iken, öyle kritik anda, kendisini öyle ahmakça oyundan attırdı ki.. Ama kırmızıdan sonraki "Ben mi kırmızı kart gördüm" gibisinden anlamaz, aptal ve şaşkın rolü, "Altın Portakal" getirirdi, Yeşil Çam'da....