Her sabah gazetemi açıyorum, her sabah moralim, asabım, dengem bozuluyor..
Hayır!.. Sandığınız gibi değil.. Bu ülkede bir türlü hükümet kurulamıyor, hem de hükümete en ihtiyaç olan günlerde.. O değil..
Doğudan durmadan ağlayan annelerin haberleri geliyor. Durmadan şehit haberleri okuyor, tabut resimleri görüyoruz. O da değil..
Doğu Anadolu'da bazı kasabalarda yönetimi terör örgütü PKK ele geçirmiş sanki.. Öyle görüntüler var.. O da değil..
Bunlar günümüzde her ülkenin başına gelebilecek şeyler..
Hükümetsiz de kalabilirsin.. Terör baskısına da uğrayabilirsin.. Ama umudunu yok etmez, çözümü beklersin. Çözülür de.. Çünkü, hükümet olmasa da, terör bastırsa, eylem üstüne eylem yapsa da, sen bir "devlet"in varlığını görür, bilir, hissedersin. Devletin olduğu yerde, geri kalan her şey tıkır tıkır yürür.. Çözüme de ulaşılır..
Beni yıkan, beni umutsuzluğa sürükleyen, beni "Devlet nerde" diye isyan ettiren haberler birinci değil, üçüncü sayfalarda..
Ve bu sayfalardaki haberler de kimsenin umurunda değil..
Bakın dün sabahın üçüncü sayfa haberine..
"Tarlaya mevsimlik işçi taşıyan açık kamyonun arka kapağı açılınca, yola düşen iki "İnsan" ölmüş.. Biri 16 yaşında.. Hayatının baharını dahi yaşamamış bir fidan, okul parasını çıkarmak için 10 lira yevmiye ile tarlaya gidiyor açık kamyonla..
Hatırlıyorsunuz değil mi?.
Daha dün, birinci sayfalarda manşet değil miydi, açık kamyonda hayvan gibi taşındıkları sırada kaza geçirip ölen onlarca insanımız.. Bizim için ölen insan önemli değil. Rakam önemli.. Ölen sayısı büyük diye kıyametleri kopardık, sonra balık hafızamız anında unuttu. İşte tıpkısının ayni bir kaza.. Ayni sömürü düzeninin ve ayni "Devlet umursamazlığı"nın ürünü.. Ders de alınmamış, ibret de.. Kamyonlar hala, tarlalara hayvan gibi insan taşıyorlar ve devlet bakıyor.. Medya susuyor..
Geçen hafta, bir başka insanlık dramı vardı.. Evlerini terketmek zorunda kalıp, yaşamak, yaşayabilmek umudu ile, Avrupa'ya kaçmak isteyenleri dolandıran, ellerinde avuçlarında ne varsa alacak mafya organizasyonları düzen "Kaçırma" şirketleri, 18 kişilik minibüse 40 kişi doldurmuşlar..
Kaza.. 29 ölü..
Tamam.. Kaza trafiğin fıtratında var.. Ama içine 40 kişi sardalye gibi tıkılmış 18 kişilik minibüs, tam dört ilin sınırından geçmiş.. Bu dört ilin bir tanesinde trafik polisi, jandarma kontrolü yapılmaz mı?. "Bu ne rezillik" denmez mi?.
Açık kamyonda insan öldürmek bu ülkede.. 18 kişilik minibüse 40 kişi doldurup katliam yapmak bu ülkede..
Pervasızca çıkıyorlar trafiğe bu rezil halde.. Çünkü biliyorlar ki, onları yakalayacak, cezalandıracak "Devlet" yok..
Y- O- K!..
Şirnak'taki terörle, Burdur'daki trafik lagarlığının ne alakası var?.
Şu alakası var..
İkisinin de kökeni ayni..
Bir ülkede devlet olmazsa, herkes kendi dalında terörist olur..
Kimi direksiyona oturur, yollarda, kimi kaleşi alır dağlarda terör estirir.
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir!.
İyi uykular, tatlı rüyalar benim medyam..