Emre Belözoğlu ile ilgili yazdıklarım ve söylediklerimi bilmeyen yoktur. Hakkında en ağır ve en yoğun eleştirileri yapan gazeteciyim. Öyle ki, bir ara beni mahkemeye bile vermişti.
İzmir dönüşü, uçaktan indim. O cenabet CIP otobüsüne bindim. Kapının hemen yanına oturdum ki, önümden Emre geçti. Otobüsün en dibine geçti. Oturdu, gözlüğünü çıkarırken beni gördü. Gözlüğünü cebine koydu. Kalktı yanıma geldi.. Elini uzattı "İyi bayramlar Hıncal Ağbi" dedi.
İki ayrı Emre derim ya hep.. Saha dışında adam pırlanta.. Daha önce yazmıştım. Caner de öyle..
Protokol selamlaşması ile kalmadık, Emre'yle. Sohbet de ettik, yeni takımı, falan..
Bu Emre'nin, hem de hocası geçinenlere vereceği dersler var..
Benimle arkadaşlık etmeyi tam bir menfaate bağlayan ve hep kendilerini övmemi, destek olmamı bekleyenlere bu ders.. Azıcık eleştirdiniz mi, selamı sabahı kesen, sizi görünce yolunu değiştiren "Güya" dostlara..
Bazılarının dostluklarının nasıl sahte olduğunu 40 yıl sonra anlayabiliyorsam, gerzek olan benim tabii.. Kimselere sözüm yok..