İzmir'e bayramın ilk günü uçtum.. Öcal ağbime el öpmeye gittik ya, ailecek. Bugün keyfim yok. O güzel günleri daha iyi bir günümde anlatacağım.. Kemaller de Bodrum'dan arabayla gelmişler. Beni havaalanından aldılar.. Kemal, "Akıllı" telefonunu gösterdi ve güldü..
"Uçağın 23 saat 56 dakika rötarlı geldi" dedi..
Efendim, Türk Hava Yolları uçaklarının durumlarını gösteren bir programı indirmiş telefonuna.. İniş saatini orda kontrol ediyor..
Kaç dakika rötar varsa, anında okuyor.. Okuyor da, bizim uçak, dört dakika önce indi.. Program rötara göre yapılmış, erken gelişi bilmiyor. Öyle olunca bilgisayar kafasını çalıştırmış.. "Bu dünkü uçak, 23 saat 56 dakika rötarla geldi" demiş..
Sevgili Kemal, dönüşte rötarı azalttık.. Bu defa 23 saat 46 dakika rötarla indik, Yeşilköy'e.. Yani, ilan edilenden bu defa 14 dakika önce..
Türk Hava Yolları'na bakar mısınız?.
Gidişte de, gelişte de, gecikme yok, vaktinden önce iniş var..
Ama fazla sevinmeyin..
Yeşilköy'e tam 13.46'da indik. Pilotumuz "14.00" diye anons etmişken..
Ama körüğe bile yanaşmadığı halde, açıktaki park yerine gelmemiz ve yanaşan merdivene kapıların açılması tam 21 dakika sürdü. İnişte kazandığımızı, alanda gidemeyerek kaybettik. Neyse, sözüm ona CIP otobüsü denen rezilliğe tıka basa bindik. Yola çıktık. On metrede durduk.. Bekle Allah bekle.. Sonunda kıpırdadık. O rezil otobüs yolculuğu da 17 dakika sürdü..
Şimdi bakın..
İzmir'de, otelden havaalanına 35 dakikada geldik. İzmir havaalanından, Yeşilköy'e uçuş gene 35 dakika sürdü. Yeşilköy havaalanı'na tekerlek koymamızdan "Gelen Yolcu Salonu"na varmamız ise 38 dakika..
Hem de bu bilgisayar çağında, hava alanında uçak, ya da otobüs içinde, uçtuğunuz süreden fazla bekliyorsanız, bu işte hem de fena halde bir yanlışlık var demektir..
Var da, birisinin bu işi merak etmesi, çözüm araması gerek..
Bu ülkede, böyle biri var mı?.