Ne hükümet, ne Çipras!.. Bizim halkın temel konusu Survivor bu günlerde.. Herkes onu konuşuyor. Onu yazan magazin sayfaları gazeteden önce okunuyor..
Kızın, eleştirin o ayrı.. Ama ortada bir gerçek var, teslim edin..
Acun'un başarısı..
Adı sanı olmayan bir televizyonu satın aldığında "İntihar ediyor" diyenler, ilk günlerde müthiş bozguncu yayınlar yapanların hepsi bozuldu. Acun onların günü kurtarmalarını sağlayan konularını yarattı.
Kimsenin tanımadığı bir spor muhabiri iken, tamamen bireysel çabaları ile bu ülkenin en ünlü televizyoncusu olan iki kişi tanıdım. İlki Uğur Dündar'dı. İkincisi Acun..
İkisinde de ayni özellikler vardı..
Merak.. Heyecan.. Hırs ve tabii yetenek.. Hızla öğrendiler. Müthiş heyecanla sarıldılar. Hepsinden önemlisi riskleri göze almaktan korkmadılar. Ve koştular.. Durmadan koştular..
Acun'u yürekten kutluyor, dostum olduğu için gurur duyuyorum.

Bir alkışım da NTV'den Dilara Gönder'e.. Kız sanki televizyoncu doğmuş.. Birbirinden bu kadar farklı işlerin hepsinden başarı ile çıkmak nedir?. ;
Spor spikeri iken Zor İşler yaptı. Zor İşler yaparken, çöp kamyonundan indi, "Kırmızı Halı" sundu.
Şimdi "Yeter ki İste" diye müthiş bir engelli programı yapıyor. Bildiğiniz gibi değil. Engellilere acındırma, vicdan sömürüsü yapma, yardım toplama falan yok.. Engelli'nin bizden farksız, bize eşit olduğunu anlatıyor her bölümde..
Bu nasıl emsalsiz bir mesajdır..
Yetmiyor şimdi yarışma sunuculuğuna başladı. Lingo şirin bir kelime oyunu.. Dilara daha da şirin!.