Başlık bana ait değil.. Onur Baştürk'ün. Şubat sonu Hürriyet'teki tepe yazısıydı. Gittiği mekana gece yarısı polisler gelmiş. Müzik susmuş. Işıklar yanmış. Kontrol yapılmış..
"Tadımız kaçtı. Huzursuz olduk. Canımız sıkıldı" diyor, Onur.. Haklı gibi görünüyor.. Ben de 20 yıl falan önce böyle düşünür ve yazardım.
Onur'a cevabı gene Hürriyet gazetesi bu defa haberiyle verdi, geçen hafta.
"Esrarlı geceden biri uyanamadı."
Nispetiye Caddesi'nde iki ünlü lokalde çalışan iki genç garson, gece evlerinde buluşup kafa bulmuşlar. Biri ölmüş, biri komada..
Yere dikkat..
İstanbul'un en ünlü caddesi.. En ünlü iki lokalin iki genç garsonu, ölüme sebep olan ucuz "Hap"ı nerden bulmuşlardır dersiniz?. İstanbul'un, ünlü ünsüz lokallerinde uyuşturucu mafyası cirit atıyor. Torbacılara engel olan işletmeciler ölüm tehditleri alıyorlar ve mecburen göz yumuyorlar. Tabii ortak olanlar da vardır, o da ayrı.
Peki nasıl engel olunacak?.
Madem patron, işletmeci engel olamıyor, olmaya korkuyor.. O zaman narkotik ani baskınlar yapacak..
Gençlik zehirleniyor Onur!. Uyuşturucu kullanma yaşı kaça düştü biliyor musunuz?. İki önemli satış yeri var.. Okul civarları ve gece kulüpleri, ünlü restoranlar, lokaller..
Polis basacak.. Bizim için, bize rağmen basacak.. Daha sık, daha ciddi, daha sıkı basacak hatta..
Güven içinde eğlenmek istiyorsak, başka yolu yok!..