Sevgili İroş veda etmeye gelmişti..
Yasemin'in kızı.. İngiltere'ye gidiyordu, üniversiteye..
"Teşekküre geldim" dedi..
Çocukluğundan beri gözdemdi benim.. Yurt dışına gittiğinde, izlenimlerini benim köşemde yazması için teşvik etmiştim. Müthiş bir yeteneği vardı. "Her şey, özellikle de İngiltere'de okumam için verdiğin manevi desteğe teşekküre geldim" dedi..
"Öyle kuru teşekkür olmaz.. Londra, müzikaller kenti.. New York'ta izlediğin müzikalleri harika yazdın. İngiltere'den yollayacağın ilk müzikal yazın, teşekkür olacaktır.."
O teşekkür geldi, Sevgili okurlar..
***
Hıncoş'a (Ben ona İroş derim ya, o da bana Hıncoş der, çocukluğundan beri..) verdiğim söz gereği, buraya alışma sürecimden sonra Londra'ya koşup hemen ilk müzikal biletimi aldım..
Lion King'e...
Binanın ihtişamı beni daha gösteriyi izlemeden etkiledi. Londra'da her gösterinin ayrı tiyatrosu var.. Yani Türkiye'deki gibi tek bir salonda farklı şovlar düzenlenmiyor.
Yerimize geçtik tarih kokan koltuklarımızda arkamıza yaslandık, ışıklar söndü ve büyülü bir ormana yola çıktık.
Aslında orman bize geldi desek daha doğru olur. Çünkü filler, kuşlar, antiloplar neredeyse bana sürünerek yanımdan geçerek sahneye çıktılar. Güneşin doğuşuyla çocukluğumun hikayesi Aslan Kral başladı.
Hikaye herkesin bildiği.. Ormanlar Kralı aslanın çocuğu olur. İleride krallığı, bu meraklı cesur küçük aslan alacaktır.
Ama krallıkta gözü olan amca aslan bu tecrübesiz aslancığımıza zorluklar çıkarmaktadır.
Hikayenin sürükleyiciliği ve heyecanının yanı sıra benim en çok ilgimi çeken şey hayvan kılığına giren insanların o hayvanların karakterine bürünmesi oldu. Bir jaguarın asil yürüyüşünü düşünün, zebranın ayaklarını yukarı çekerek koşuşunu, ya da ceylanların sekerek zıplayışını...
Her şey o kadar gerçekçiydi ve o kadar üstüne çalışılmıştı "Her şey bu kadar incelikle nasıl tasarlanmış olabilir" diye düşünmekten kendimi alamadım....
Kostümlerin yanında asıl onların içini dolduran onlara can katan oyuncuların yeteneklerinden bahsetmemek imkansız.
İlgimi çeken bir diğer şey 10 yaşlarındaki bir yardımcı oyuncuydu.. Dedim ki
"Eğer bu çocuk bu yaşta bu sese ve yeteneğe sahipse ileride kim bilir ne olur?.." Ben gideceğim müzikalleri seçerken Lion King'i hep çocuk gösterisi diye ikinci plana atmıştım. Yaptığım en yanlış şeymiş.. Artık soranlara ilk tavsiyem bu müzikal olacaktır.
Müzikallerin yaşı yoktur. Onlar her yaşı mutlu eder.. İmkanınız varsa, yakınlarınızdaysa kesinlikle görün, pişman olmayacaksınız...