Hele İstanbul'a tutan kar ender yağar.. Beş on yılda bir.. Ender yağan kar neşedir, verdiği büyük sıkıntıların yanında.. Koca koca insanlar çocuklaşırlar.. Kar topu oynarlar..
Oynamışlar işte, Kadıköy'de..
Bir kar topu bir dükkanın vitrinine gelmiş. Dükkanın sahibi önce sopayla fırlamış. "Kar topu oynuyoruz dostum" demişler. Sopayı alıp, koluna girmiş, dükkana sokmuşlar.
Bu defa bıçakla fırlamış, saldırmış ve tek suçu kar topu oynamak olan bir meslektaşımızı kalbinden vurup öldürmüş..
Öyle anlattı televizyonlar. Öyle yazdı gazeteler..
Ama öyle mi gerçekten.. Kar topu mu sebep?.
Son günlerde, haftalar, aylarda, yıllarda hatta, incir çekirdeğini doldurmaz sebeplerle işlenen cinayet haberleriyle dolu değil mi, üçüncü sayfalarımız.
Artık adam vurmak, kadın öldürmek için gözün üstünde kaşın olması bile gerekmiyor..
Neden?.
Ben Toplum Psikolojisi uzmanı değilim, ama olanı görmem için, olmama da gerek yok..
Öfkeli bir toplum olduk biz.. En tepeden başlayarak öfkeli..
Simgesi de ne zamandır "Kara salı" dediğimiz korkunç günler. Sadece bu köşede değil, pek çok yazarın imzası ile takıldı bu "Kara salı" adı, bu ülkede öfkeyi başlatan ve salgın hale getiren günlere..
Salı Meclis'te gurup toplantısı günü.. Çıkıyor kürsüye.. Karşısında sadece yandaşları ve alkışlayanları var. Ne kadar çok bağırır, ne kadar öfkelenirse, o kadar artıyor alkışlar..
Bir de, haber kanalları var tabii.. Bu gurup toplantıları bedava saat dolduruyor ya.. Canlı yayın..
Kürsüdeki o yayınları da biliyor.. Al sana milyonla gaz daha..
Salı günlerinden nefret eder hale geldik, sonunda.. Ama öfkeli guruplar bitmedi.
Madem öfke reyting yapıyor, madem öfke baldan tatlı, madem öfke popüler, artık konu neyse, neyi tartışıyorsak, al sana öfke.. Kanallar, spor programları başta, önceden mizansen olduğu belli programlarla, birbirlerine öfke kusan, saldıran şiddet programlarına başladılar.
Öfke için iki taraf lazım ya. Öfkelenenler ve öfkelenilenler.. Bu defa her sebeple bölünmeye başladık.
Ya bizdensin, ya ötekisin..
Ne bakımdan..
Bakım mı yok?.
İnancın başkaysa ötekisin.. Siyasal görüşün farklıysa, ötekisin.. Tuttuğun takım farklıysa, ötekisin..
Irkın, kanın farklıysa ötekisin. Cinsiyetin farklıysa ötekisin. Yaşın farklıysa ötekisin..
İlle bir bahane bulacaksın. Bulamazsan, yaratacaksın ki ille birileri "Öteki" olsun..
Bu ülkenin 78 milyonunu içeren "Biz" sözcüğü yok edildi.. Yok ettik el birliği ile..
Yahu, ayni vatanın çocuklarıyız. Vatandaşız yahu!.. Bundan iyi "Biz" sebebi olur mu?.
O "Fark" dediğiniz şeyler, bu ülkenin, bu vatanın zenginlikleri.. Güzellikleri.. O "Fark" dediğiniz şeyler, Demokrasi'nin varlık sebebi, temeli.. O "Fark" dediğiniz şeyler, renkliliğimiz bizim be.. (Bakın ben de öfkeleniyorum, yazarken.. Kanımıza işlemiş öfke..)
"Özgecan ölümünde bizi birleştirin" demiş, bir iyimser yorumcu. Gazetede okudum..
Palavra.. Onda bile bölündük. Herkes politik görüşüne, inancına, meşrebine göre vurdu keseri, yonttu kendine.. Öyle ileri gittiler ki, en acılı adam, Özgecan'ın babası, dünyaya ders verdi..
"Memleketimizin, hatta dünyanın aslında öncelikle barışa ve sevgiye ihtiyacı var. Bu memlekette artık ikilik olmasın.
Bu vahim olayı yapan insanlara da zulmedilmesin, adaletin karşısına çıkıp cezalarını çeksinler. Allah onların analarına, babalarına da yardımcı olsun.."
Peki dinledik mi?.
Bu konuşmayı bile herkes kendi meşrebine göre yontmadı mı?.
..Ve en acıklı görüntüler, çarşamba günü bütün ekranlardaydı..
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki vahşet, dehşet, şiddet!..
Durumu görüp önlem alma konumundaki Yasama Gücünün bireyleri, birbirlerine öldüresiye giriyorlar.. Şimdi bu sahneleri izleyenlerde iyimser, umut kalır mı?.
Senin milletvekillerin ayrı düşünenlere demir sandalye ile saldırırsa, kartopu esnafı niye delirtmesin?.
Ey politikacılar,
Haziranda seçim var.. Yarın önüme çıkacak, benim oyuma talip olacaksınız..
O Kara Salı'nın gece yarısından gelen simsiyah görüntüleri, el birliği ile silmek için çırpındığınızı görmezsem, seçim günü kılımı kıpırdatmam, sandığa gitmek için..
Bu vatanın çocuklarını bölmek, bu vatanın çocuklarını öfkeli potansiyel canilere çevirmek için ellerinden geleni yapanları, yapmaya devam edenleri yenilemek için mi oy vereceğim, yani?.
Değer mi?.