Geciken adalet, adalet değildir.. Ama "Buna da şükür" denecek günler yaşıyoruz. Bir rezil tertibin, bir haince tezgahın, bu ülkenin yürütme ve yargı gücünde önemli noktalara sızanlar aracılığı ile sahnelenmesi sonucu, bu ülkenin en değerli evlatları, nasıl aşağılanmış, nasıl Silivrilerde süründürülmüştü.
Sonunda her şey ortaya çıktı.
Adalet işledi. Tezgahın kurbanları birer birer tahliye edildiler. Yargı ve yürütmeye sızanların tespit ve tasfiyesi başladı.
Bütün bunlar olurken, bir tek kişi hakkındaki yakalama ve tutuklama kararı kaldırılmadı..
Bedrettin Dalan için yapılan başvuruları mahkeme hep reddetti. En son 10 gün önce..
Ergenekon davasının tüm tutukluları tahliye edilirken, "Dalan yakalansın" kararında ısrar edince mahkeme şöyle yazmıştım, hatırlarsınız. "Asker arkadaşımdı. Sık buluşurduk. 'Siyasete niye dönmüyorsun, sana ihtiyaç var' dediğimde, bana Gülen Okullarını ve amaçlarını anlattı. 'Bunlar ülkenin geleceğini ele geçirme planları yapıyorlar. Onlarla mücadele ayni silahlarla olur. Siyasetle değil.. İstek Liseleri ve YediTepe Üniversitesini bu amaçla kurdum. Bu okullarla çağdaş beyinler yetiştireceğiz' dedi.
Ve de Paralel Yapı, kendisine karşı okullar kuran Dalan'ı affetmedi.
Görülüyor ki, hala etmiyor.
Ergenekon çöktü. Balyoz çöktü. Poyrazköy çöktü. Hem de rezil rüsva olarak çöktü. Dalan hala ülkesine, okullarının başına dönemiyor.
Hala görüldüğü yerde yakalanacak. Hala anında tutuklanacak!.
Şimdi bu yazı üzerine ben de tutuklanır mıyım acaba?." Ve, mahkemenin red kararına itiraz etti avukatları.. Bir başka ağır cezada tabii..
Ve bu defa "İttifakla" çıktı karar.. "Yakalama kararının kaldırılmasına.."
Asker arkadaşım, Sevgili dostum Dalan, alçakça bir düzen sonucu ayrı kaldığı ülkesine, işlerinin başına tam 6.5 yıl sonra dönebilecek..
Geç de gelse, "Adalet"in eninde sonunda var olması, güzel şey!.