Bir küçük ilan.. "Acı kaybımız / M.
Ergun Sav"
Aldı beni, ilk gazetecilik günlerime götürdü..
Ankara'ya İstanbul gazeteleri öğleden sonraları gelirdi.
Başkentte yerel gazeteler vardı.
Biz Yeni Gün'deydik..
Ulus vardı. Zafer vardı..
Kudret vardı, önde gelenler.
En kabadayısı 20- 30 bin satardı. Hepsi de altı sayfa çıkardı, zorunlu.. Menderes rejimi öyle karar almıştı.
Dikkat buyurun, 1950'li yılların sonlarından söz ediyorum..
O altı sayfalık yerel gazetelerin hepsinin "Tiyatro Eleştirmenleri" vardı.. Hem de sıradan değil, tarihe kayıt düşen çapta eleştirmenler..
Metin And, Özdemir Nutku, Ömer Atilla Sav, Engin Karadeniz, M.
Ergun Sav.. Ve daha niceleri.. Kimler, kimler..
Öyle olduğu için de zaten, Ankara'da, o muhteşem Devlet Tiyatrosu'nun yanında, Ankara Sanat, Meydan Sahnesi gibi olağanüstü özel tiyatrolar da vardı, olağanüstü eserler oynayan..
İstanbul gazeteleri, Ankara'ya gelmeye, sonra da basılmaya başlayınca, yerel medya bitti. İstanbul medyasında "Tiyatro Yazarlığı" gelenek bile değildi. Sayfa sayıları otuza, kırka çıkarken, tiyatro haber ve yazıları girmez oldu.
Kültür ve sanatın yerini, mini etekli ikoncan resimleri aldı. Köşe yazarları "Tiyatro öldü" diye fetva verir oldular.
Ne var ki, dünyanın en eski sanatı Tiyatro'nun, çağlara dayanan Tiyatro'nun ölmesi mümkün müydü?.
İşte yaşıyor.. Hem de medyanın bu ilgisizliğine, ekonomik sıkıntıların zirve yapmasına rağmen yaşıyor..
Yaşayacak da..
Çünkü temelleri sağlam..
Emekli Büyükelçi M.
Ergun Sav, o temelde harcı olanların başında geliyordu..
Işıklar içinde yatsın!..