İnanamıyorum.. Gerçekten inanamıyorum..
Türkiye bir hukuk devleti olmaktan çıktı da, benim mi haberim yok.. Bir "Paralel savcılar" meselesi ortaya atıldı da, bu ülkenin tüm savcıları ortadan toz olmayı mı tercih ettiler..
Bu ülkede mesleğinin önünde niçin "Cumhuriyet" yazdığını düşünen tek, bir tek savcı kalmadı mı?.
Hayır!.. Son günlerin yasal, toplumsal gelişmeleri, iddiaları, ithamlarıyla alakam yok..
Ben doğrudan "Yasa"lar üzerine konuşuyorum.. Savcıların yürütmekle görevli oldukları yasalardan.. Devlet adına, halk adına, Cumhuriyet adına yürütmekle görevli oldukları yasalardan..
Bu ülkede, kumar oynatmak ve oynamak suçtur. Hem de öyle suçtur ki, tombala gibi aile oyunlarını oynayanlar bile izlenir, basılır, tutuklanır, mahkemelere yollanır.
Bu ülkede yasaların suç saydığı bir eylemin reklamını, duyurusunu yapmak da suçtur.
Bu ülkede suç olan bir eylemin, reklam ve duyurusunu yapan reklamları yayınlamak, taşımak da suçtur.
Aylardır kırk defa yazdım.. İnternet aracılığı ile milyarlık kumar oynatan, genelde Kıbrıs ve Uzakdoğu'da konuşlanmış mafyanın duyuru ve reklamlarını, Turkcell adlı kurum üç kuruşluk mesaj kontörü satmak için, iki günde bir ceplerimize taşıyor.
Mafya şirketlerinin bana yolladıkları adreslerini taşıyan siteleri, reklamlarını aynen yayınladım, defalarca..
Bir, tek bir Cumhuriyet Savcısı'nın kılı kıpırdamadı.. Benim vergilerimle maaş alan binlerce savcının bir tekinin..
Hayır, sadece İstanbul savcıları sorumlu değil.. İnternet, bu ülkenin en ücra köylerinde bile var artık. Yani suç ortamı, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki her nokta.. O zaman her "Cumhuriyet" savcısı sorumlu..
Hani nerde?.
En son, bir ay önce, "Susup oturduğunuza göre, ortada suç yok, size göre.. Ama bu ülke yasalarına göre, olmayan bir suçu, varmış gibi göstermek de suç. O zaman, bu suçu durmadan işleyen benim peşime düşün" dedim..
Aklımca dedim ki, "Satrançtaki gibi açmaza aldım, savcıları. Şimdi ya bu kumar şirketlerini ve onun reklamlarını taşıyan Turkcell'i sorgulayacaklar, ya bana 'Gel bakalım ona buna suç atan Hıncal Efendi' diyecekler.. Dediğimle kaldım..
Cebime o rezil, o iğrenç, o yasak, o suç mesajlar gelmeye devam etti.. Bir tek savcı da beni arayıp "Sen ne diyorsun vatandaş" deme zahmetine girmedi.
İşte hiç utanmadan, hiç sıkılmadan, adeta "Sen kıçını yırt. Bak biz işimizi nasıl görüyoruz" dercesine geçen hafta yeniden reklamlarını yollayan iki yasa dışı, suç şirketinin, bu ülke yasalarını hiçe sayan iki mesajı.. İkisini de Turkcell binlerce masum insana taşıdı ki, suç işlesinler, oynasınlar, batsınlar, yuvaları yıkılsın..
l. "Şimdi Restbet zamanı. www.restbet. com'a üye ol. Canlı Casino'da %20 discount ile güvenle kazan. Casinolarda bu işi biz öğretiyoruz. Sizi de aramıza bekliyoruz."
2. "Türkiye Liginde Dünyanın En Yüksek Oranları. 300 TL üyelik bonusu. Hızlı Para Çekimi, % 20 Canlı Casino Discountu, %50 Poker Rakeback. www. jasminbet.com'da."
Sayın Savcılar bu adreslere girin, oynayın, siz de keyfinize bakın diye bana gelen mesajları açık açık yazdım. Mahrum kalmayın bari..
Bu arada, geçen eylül ayında bu tür mesajların biteceğine söz veren Turkcell, biz üyelerini eşek yerine koymaya, her türlü "Çöp" reklamı, hani bir tıkla binlerce kişiye aynen giden mesajları taşıyıp, üç kuruş kazanma peşinde koşmaya devam ediyor.
Yazıklar olsun, onlara da!.
Geçen hafta Galatasaray'ın tarihi Adasını gasp eden, adını değiştirip Suada yapan, Ada'yı, yasaları değil, Anayasa'yı ihlal ederek büyüten, üzerine yaptığı kaçak inşaatlar üç defa mühürlendiği halde, mührünü kırıp çalıştırmaya devam eden yüzü kızarmaz adam da, utanmadan hem de beni Sevgililer Günü'nde Suada'ya (Kulaklarınız çınlasın, İnan Kıraç ve Ünal Aysal Beyler.. Sizin de güya Hukuk Fakülteleri kurucusu, büyük Hukuk Adamı, bunca hukuksuzluğa göz yuman Duygun Yarsuvat!.) davet ediyor. O adam el koyduğundan beri Ada'ya adım atmıyorum. Boğaz'ın hem de içindeki bu kaçak rezilliği görmek dahi istemiyorum.
Ama fakir fukaranın gecekondusuna, kış gününde tanklarla, buldozerlerle giden Belediye, Suada'da mühürler kırılırken, ne zaman biteceğini kimsenin bilmediği davaları açmakla yetiniyor, rezilliğe alenen (Nedense!..) göz yumuyor.
Cumhuriyet Savcıları deseniz?.. Demeyin daha iyi!..
Şimdi bu ülkenin Adalet, bu ülkenin İç İşleri Bakanlarına soruyorum..
Türkiye Hukuk Devleti mi?.
Bu ülkede Devlet gücü, otoritesi, saygınlığı var mı?.
Bu millet, kaderine terk edilmiş zavallılardan mı oluşuyor?.