Hülya Avşar, "Hıncal, Kıvanç Tatlıtuğ kadar yakışıklı değil" deseydi, bu benim yakışıksız olduğum anlamına mı gelirdi. Ben fena alınıp "Vay, Hülya bana yakışıksız dedi. O asıl kendi kaç paralık" diye ortalara mı atılırdım..
Günlerdir bir kaşık suda koparılan kıyamet, aslında bizim magazin basınının konu zavallılığıdır. Ayni ajanstan gelen ayni resimleri, ayni başlıklarla vermeye alışmış, tembellerin.
Yahu dostlar "Güzel" değilse biri, "Çirkin" mi olur ille?.. Bu ikisinin arasında yüzlerce, binlerce tür yok mu?. Yahu "Normal" diye bir şey var, ondan da mı haberiniz yok.. Güzel var, çirkin var, ama bir de "Normal" var, en azından..
Olmasa niye dünya durmadan güzellik kraliçesi seçiyor?. Yarışmayan, seçilmeyen "Çirkin" mi şimdi?.
Bir eğlence yarışmasına katılan genç kız, taklidini yaptığı Yıldız Tilbe'den daha güzel olamaz mı?.
Sokağa çıkalım bir pazar günü.. Bebek ya da Nişantaşı'nda.. Size, hem de "Nöbetçi Güzellik Jüri Üyesi/ Yani uzman" sıfatı ile, Yıldız Tilbe'den güzel en az 10 kız gösteririm, on dakikada..
Yıldız da, benden çok daha yakışıklı, çarpıcı, çekici bin erkek gösterir, hiç şüpheniz olmasın..
Hülya, başına geleceği tahmin de etmiş "Sakın bu laftan, 'Yıldız çirkin' dediğim anlamını çıkarmayın" diye de uyarmış.
Ama ortada ne kadar tembel, ne kadar kompleksli varsa saldırıyor, baktım Hülya'ya.. En çirkin sözlerle saldıran da Yıldız.. Onu savunanlara göre, emsalsiz bir iç güzelliği olan Yıldız!..
Bu kıskanmalar bitmedikçe, bitmezsin Hülya.. Hepsine teşekkür et!..