Cep telefonlarıyla koca popoların doğru orantılı olabileceği hiç aklınıza geldi mi?. Biz çocukken evlerde telefon yoktu. Telefon gerekti mi, postaneye gider gelirdik.. Kar, kış, yağmur çamur, demeden şehrin yarısını yürürdük.
Sonra sokak köşelerine telefon kulübeleri kondu. Yakına.. Adımlar azaldı. Sonra evlere, iş yerlerine telefon gelmeye başladı. Gazetede önce tek telefon vardı. Aranıyorsak, üç oda öteden biri adımızı bağırırdı, koşardık. Yürüme de değil.. Koşma.. Evde telefon çaldı mı, gene salonun bir köşesinde duran alete koşardık.
Sonra iş yerlerinde yayılma başladı. Her odaya bir telefon geldi. Adımlar azaldı. Her masaya bir telefon konunca da sıfırlandı.
O zaman Yankı Dergisi'ne bir yazı çevirmiştim, The New York Times'dan..
Yürümeyi, adımları arttırmayı anlatan tavsiyeler üzerineydi. En başta "Telefonunuzu odanın en uzak köşesine koyun. Her kullanmada attığınız adımlar, sporun ta kendisi olacaktır" diyordu. "Üstelik ayakta konuşacağınız için daha da kalori yakacaksınız.."
Biz daha onu yapmadan cep telefonları çıktı ve bitti.. Şimdi etrafımız ellerinde hatta çifter, hatta üçer telefonla dolananlarla dolu.. Ve de bunların büyük bir kısmı koca popolu..
Çünkü, yaşamın içinde doğal spor yapmanın son imkanını da yok etmişler. Artık telefon için, koşmaya, yürümeye gerek yok.. Elini kulağına götür, yeter.. Bu Cep'ler, günlük hayatımızda kaç kalori harcamamıza engel oldu, varın hesaplayın.