Şaşırdınız belki, ama değil.. Kültür Bakanı Ömer Çelik'ten söz ediyorum. Bugüne dek bu sütunlarda yerden yere vurduğum Ömer Çelik'ten..
Paris'teki feci olaydan hemen sonra, daha ortalıkta kimseler yokken, herkes sanki konuşmak için işaret beklerken, NTV'ye canlı bağlandı ve konuştu.. Muhteşem konuştu..
Cumhuriyet Hükümetinde böyle bir bakan olduğu için gurur duydum.
Çelik, Başbakan ya da vekili değildi.
Hükümet sözcüsü de değildi. Bir bakandı sadece.. Ama ne bakan!..
Söze çok açık, çok net, çok kesin bir ifadeyle başladı..
"Kimse önüne arkasına, 'Ama' diyen, izah eden satırlar falan eklemeye kalkmasın.. Adını açık koyalım.
Bu alçakça bir cinayettir.
Lanetliyorum."
"Yıllar önce bu dergide çıkan Hz.
Muhammed ile ilgili karikatürleri protesto edenler, bu alçakça cinayeti de protesto edeceklerdir."
"Dergide çıkanları protesto etmek benim ne kadar hakkımsa, o fikirleri ifade etmek de onların o kadar hakkıdır.. Demokrasi, ifade özgürlüğü budur."
Daha sonra görüntüleri izleyip, gece gene NTV'nin canlı yayınına katıldı Çelik.. Ve orada çok düşündürücü yorumlar da yaptı..
"Görüntülerde baskını yapanların, ne kadar profesyonel, ne kadar hazırlıklı ve planlı oldukları, hatta aylardır bu baskın üzerine çalıştıkları anlaşılıyor. O zaman düşünün.. Bu baskın kime yarar?. Müslümanlara mı, yoksa Avrupa'da zaten bir İslam düşmanlığı yaratmak isteyen karanlık güçlere mi?. Amatör çekimlerde eylemcilerin binaya girerken ve çıkarken 'Allahu ekber!..
Muhammed'in intikamını için' diye bağırdıkları duyuluyor. Niye yapıyorlar bunu?.
Adres göstermek için.. Nitekim gösterdiler.
Hemen bütün Batılı ajanslar ve kanallar haberi anında 'Hz. Muhammed'in karikatürlerini yapan dergi basıldı. 12 ölü var' diye vermeye başladı. İşin bu yanını da düşünmek lazım.. İslam Dünyası bu tuzağa düşmekten kaçınmalıdır."
Bakan, cinayetin adını açıkça koyarken, arkasında nelerin ve kimlerin olduğu henüz belli değilken, İslam nefreti ve düşmanlığı yaratacak söylemlerden kaçınılması uyarısını da çok doğru ve haklı olarak yapıyordu.
Nerde..
Öğlen 12'den itibaren, akşam yediye kadar "Son Dakika: Hz. Muhammed'in karikatürlerini yayınlayan dergi basıldı" başlığını ekranda tutan NTV'de..
O karikatürlerin 2011'de yayınlandığı, arkasından sert protestoların geldiği bilinirken, sanki yeni karikatürler çıkmış izlenimi veren NTV'de..
Ertesi sabah erkenden gazetemi aldım. Ben artık iyice yaşlandım, çok heyecanlanıyorum galiba.. Birinci sayfanın tamamının bu olaya ayrıldığını sanıyordum.
Yukardan, köşeden haber yapmışlar. Haberle ilgili tüm başlıklar içerde.. Ve gazetemde Ömer Çelik'in adı bile geçmiyor..
Döndüm televizyona..
Yeni haber kanalım artık EuroNews.. DigiTurk 142'de, hem de Türkçe yayın yapıyor. Araya beleş laf kalabalıkları sokmadan 24 saat haber dönüyor, ekranda.
Yani açtığında mesela başını kaçırdığın habere ve görüntüye bir kaç dakika sonra yeniden ulaşıyorsun.
Dün sabah kalkınca son haberleri almak için EuroNews'u açtım. Salı gecesi Paris'te yapılan protesto mitinginin görüntüleri vardı. Muhabir, katılanlarla konuşuyordu. Parisli bir Müslüman gence uzattılar mikrofonu.. "Bir din büyüğünü başında bomba ile göstermek, inançlı insanları üzer" dedi. "Ama bu vahşi cinayet daha fazla üzer. Çünkü bu cinayet Allah değil, şeytan adına işlenmiştir!."
Düşünebiliyor musunuz?. Paris'te bir müslüman genç, salı gecesi yapılan baskını kınama mitinginde bunları söylerken, ayni saatlerde bir Cumhuriyet Bakanı, Türkiye'de NTV canlı yayınında nerdeyse kelime kelime ayni şeyleri ifade ediyordu.
EuroNews daha sonra, olayların dünya basınına nasıl yansıdığını gösterdi. Hepsi, (En anlamadığım alfabelerle çıkanlar dahil,) benim gibi ihtiyar kafalılar tarafından hazırlanmış olmalıydı ki, Paris baskını manşette ve tam sayfaydı. Sonuna kadar bekledim. Tek Türk gazetesi ekrana yansımadı..
En güzel başlığı, Fransa'nın ünlü spor gazetesi L'Equipe atmıştı.
"Özgürlük: 0- Barbarlık: 10!." Sonra dünya çizerlerinin baskın karikatürleri geldi ekrana. Hepsi enfesti, ama birine bayıldım.
İkiz Kuleler'e doğru giden uçağı çizmişti sanatçı.. İkiz Kuleler yerine iki kurşun kalem koyarak!..