Hafta sonu oynanan derbiyi özetliyor başlığımız. İki hoca, o ülkenin utancı, vergi verenin baş belası, derhal yıkılması gereken Olimpiyat Stadı(!)ndaki maçta müthiş bir kaybetme mücadelesine girdiler.. İkisi de maç boyu kazanmamak için tüm hamleleri yaptılar.
Sonunda şans Biliç'e güldü. Yenilme savaşının galibi, o oldu..
Hamza Hoca sahaya, beraberliğe dünden razı olduğunu gösteren bir 11'le başlamakla kalmadı, tüm ilk yarı boyunca da Fatih Terim'in Galatasaray'a hediyesi, o sonuç almaktan uzak, kendi sahasında yan ve geri paslarla top çeviren, vakit öldüren futbolu oynattı.
Galatasaray'ın çift santrforlu güya "Hücum" oyununda kanat akınları çok önemliydi.
Hamza Hoca'nın ortaya pasif yığılma sağlamak için kanatları öldürmesi bu gücü sıfırladı. Maç boyu Galatasaray'ın yaptığı kanat akını sayısı 10.. Yazı ile on!.. Anlayın gerisini..
Peki, Biliç bu pasif, bu ölü, bu seyri bile nefret uyandıran futbola karşı ne yaptı?.. Hem de Olimpiyat Stadı'nın o dillere destan fırtına gibi rüzgarını arkasına aldığı ilk 45 dakika boyunca ne yaptı?.
Takımını kendi yarı sahasına çekip, Galatasaray'ın oyunu öldüren futbolunu seyretti. Beşiktaş önde bassa, pres yapsa, o top çıkarırken kaybetme ustası Galatasaray savunmasını delik deşik ederdi.
İkinci yarıda bir duran topun ardından, Sabri'nin nihayet yaptığı orta tesadüf golü getirince, Biliç niha- yet saldırı emrini verdi..
Veli'nin aptalca kendini attırmasıyla 10 kişi kalmasına rağmen, bir tek Gökhan'la Galatasaray'ı nasıl çökerttiğini görünce, ilk yarıdaki felaket taktiğine (Ya da taktiksizliğine) çok pişman olmuştur.
İkinci yarıda oyuna müdahalelerde de Hamza Hoca ve Biliç kaybetme kozlarını sonuna dek oynadılar..
Tesadüfen bulduğu golle 1-0 öne geçen Hamza Hoca, en fazla bir gol yiyip beraberliği yakalamak düşüncesiyle, savunma gücünü arttırmaya karar verdi ve ilk intihar hamlesini yaptı. Umut'u çıkarıp Hamit'i oyuna aldı. Aslında bu yanlışının işaretini bir hafta önce "İki uç oyuncudan birini almakta geç kaldım" diye vermişti. Bu defa geç kalmadı.
Ey Hamza Hocam!.. Amacın 1-0'ı muhafaza etmekse, Umut oyundan alacağın sonuncu oyuncu..
İki sebepten.. Bir 90 dakika boyu iki kale arasında mekik dokuyan tek futbolcun o.. İlerde pres yapıyor, basıyor. Koşuyor, kendi altı pasından top çıkarıyor. Umut olduğu sürece, Beşiktaş stoperleri, savunmadaki yerlerini terk edip ileri çıkamıyorlar.
İtalyanlar Umut'u öldürmek için ellerinden geleni yapmışlardı, en iyi oynadığı anlarda oyundan alarak. Şimdi ayni ihaneti sen yapıyorsun. O zaman sat Umut'u Hamza Hoca.. Sat da kurtul, çocuk da kurtulsun..
Felipo Melo sakatlandığında yerine Bruma'yı alması, akıllara seza ikinci intihar hamlesi oldu. Oyuna soktuğu Bruma'dan, Hamza'nın o anda ne beklediğini çok merak ediyorum.
Galatasaray 1-0 önde. Rakip 10 kişi.. Maçı dengeli rahat rahat oynamak dururken, takımı adeta 10 kişiye düşürmenin ne anlamı var.. Ki Sneijder hiç koşmadığı için zaten 10 kişisin..
Eğer sakin düşünebilsen, Melo çıktığında Hakan Balta hamlesini yapardın, tek kanattan, soldan tek başına gelen Gökhan'la bile çöken savunmanı toparlamak için.. Hakan Balta'yı sol beke alır, Telles'i onun önüne sürer, Bruma'dan hayal ettiğin kontra, hızlı kanat ataklarını Telles'e çok daha iyi yaptırırken, Hakan Balta ile sol kanadı da güvence altına alırdın..
Çok mu karmaşık geldi bu sana?. O zaman Hakan Balta'yı Melo'nun yerine, ön liberoya koyar, 10 kişilik Beşiktaş önünde salkım salkım dökülen savunmanı toparlardın hiç değilse..
Bu şans sana bir daha geldi..
Maçın başından beri takımı 10 kişi, Telles'i tek başına oynatan, geri gelme diye bir adeti olmadığı için, Telles ileri çıktığı anda, savunmanın solunun boş kalmasına sebep olan Sneijder sakatlandı. Kendiliğinden çıktı. Bir kez daha Hakan Balta hamlesi yapabilirdin. Yapmadın..
İlerde tehlikeli ve topa basan Pandev'i alarak Beşiktaş'ın bunaltan baskılarında takımına nefes alma fırsatı tanıyabilirdin. Yapmadın.
Bruma'dan ders almamış gibi, takıma bir Bruma daha ekledin..
Olcan!. Bir kez daha sormak isterim..
Ne bekliyordun Olcan'dan?.
Allahtan karşında, ilk devredeki o çok yanlış, çok korkak, çok pasif oyunun cezasını kesmeyen Biliç vardı..
Sen yaptığın tüm değişikliklerle Galatasaray'ı geriye götürürken, intihar yolunda seni yalnız bırakmayan Biliç..
Takımın 1-0 mağlup.. Demba Ba iyi değil, değil ama, giderek azalan dakikalarda gene de "Gol umudu" vasfını koruyor. Cenk Tosun'u Demba Ba ile birlikte oynatmak fazla riskli geldi diyelim.. (Takım zaten mağlup, ne riski derler ya, geçelim.) Cenk Tosun hamlesini kabul edelim.. Ama Sosa ve Olcay Şahan gibi oyunda oldukları her an rakip için tehlikeli iki silahı dışarı almak ne oluyor hocam?.
İsmail Köybaşı mı, Sosa mı, ille de gol atmanın gerektiği son on dakikada..
Hele o top sürmenin ve adam eksiltmenin çok zor olduğu zeminde, başka özelliği olmayan Kerim'i, Olcay Şahan gibi her anı tehlike bir adamın yerine almak?.
Pes ki pes!..
Derbisi bu, sahası o olan ligi varın hesap edin?.