Bu yazıyı aslında Hamza Hoca'nın göreve başladığı günlerde yazacaktım.
Sonra biraz beklemenin uygun olacağını düşündüm. Hoca herhangi bir peşin hükümle karşılaşmadan durumu içerden gözlese, ne demek istediğimi rahat rahat anlardı, çünkü.. Şimdi, Galatasaray'ın başında ilk derbisine çıkıyor. Bence şimdi tam zamanı.. Tavsiyelerimi aklıma gelen sıra ile yazıyorum..
1. Galatasaray oyunu kendi yarı sahasında değil, rakip sahada oynamayı öğrenmeli. Kendi sahasındaki yan ve geri pasları, hele Ali Sami Yen Arena'ya beraberlik için gelen rakip keyifle izliyor. Kontratak pozisyonlarının bile Muslera'da bitmesi ise seyirciyi çıldırtıyor, takımdan nefret eder hale getiriyor. Bunlar istatistiklere (Lanet olsun) "Olumlu Pas" diye geçiyor.. Rakip lehine vakit geçiren pas nasıl olumlu olur, o istatistikleri yapan ve utanmadan ilan eden geri zekalılar?.
Muslera'ya geri pas vermek en büyük tehlike. Mecbur kalmadıkça yasaklanmalı.
Muslera hareketli topa ayakla vurmayı bilmiyor.
Galatasaray bu şaşkın Muslera ayak vuruşları yüzünden ne goller yedi.
2. Muslera kornerlerde, gördüğü ön direğe adam koyuyor, arka direği, görmediği yeri boş bırakıyor. Böyle bir arka direk gollerini çok yedi Galatasaray. Ona arka direğe adam koymayı öğret.
Bu arada, hemen her kornerde topa rakipler vuruyor. Niye?.
Takımına, kornerde yerleşmeyi öğret. Kim kimi tutacak önemli..
Ama ta sahanın öte ucundan gelen topu izlemek en önemlisi. Bunu yapan var mı?.
3. Muslera'ya topu oyuna hızlı sokmayı da öğret.. En tehlikeli hücum, rakibin en yüklendiği anda başlayandır. Muslera topu erken çıkarsa ne gollük akınlar başlar.
Oysa korkak Muslera, daha 30'uncu saniyede topu tuttu mu, vakit geçirmeyi marifet sanıyor.
Galatasaray'ı küçük takım yapıyor, farkında değil.
4. Galatasaray için en tehlikeli anlar kendi sahasından taç atarken oluşuyor. Fatih Terim zamanından beri bu takım taç atma özürlü. Elleriyle topu yüzde 80 rakibe atıyorlar. Olay Galatasaray sahasında ise, al sana gol kontratağı.
5. Galatasaray, duran top kullanmayı bilmiyor. Kendi yarı sahasında yana ve geriye.. Peki..
Ama rakip sahanın nerdeyse ortasındaki duran top ziyan edilir mi?.
Fener böyle toplardan kaç gol attı.
Oysa senin takımında duran top organizasyonu yok. Rakip sahadan kendi sahalarına (Kahrolası) geri paslar yapıyorlar. Aczin, korkaklığın bu kadarı olmaz!. Selçuk niye yuhalanıyor sanıyorsun?. Korkak oynadığı için. O rezil istatistik "Olumsuz" yazmasın diye şut bile atmaz oldu..
6. Fatih Altaylı, "Bu takım langırt gibi oynuyor" diye özetledi rezilliği. Herkes durduğu yerde.. Biri topu aldı mı kimse koşmuyor bir yere.. Kendini göstermiyor.
Top alma alternatifleri yaratmıyor.
Topa sahip olan da, mecburen yana, ya da geriye veriyor. Seyirci de ona çıldırıyor.. Topsuz oyuna üşenen ve durduğu yerde top ayağında olanı seyreden ötekileri değil.
7- Galatasaray'ın oyun kuramamasının en büyük sebebi kendisi.. Oyuncuların yanlarından biri hızlı geçse, rüzgarından kendilerini yere fırlatıp üç takla atmaya şartlanmış. Hadi kenardan sağlıkçılar içeri.. Oyun duruyor.
Sık sık duran oyun, iyi oynamak isteyen takımı engellerler.
Futbolcuların bırak takla atıp doktor çağırmayı, sonuna dek ayakta kalmayı öğrenmeli. Gerisi hakemin işi.. Faul çalarsa da, topu elle düzeltip, adeta durmamış gibi hızla yeniden başlatmalı.
O zaman büyük takım olur, o zaman oyun kuracak zamanı bulurlar.
8- Özellikle savunman hakemle oynamaktan vaz geçmeli.. Dikkat et.. Rakip atak yaparken topa en yakın savunma adamın duruyor ve elini havaya kaldırıyor. Ya ofsaytı, ya faulü işaret etmek için. Bu, hakem düdük çalmadı mı, rakibin beş metre daha bomboş dalması demek. Hadi artık yetişebilirsen yetiş. Hakemlik merakından yenen gollerin de haddi hesabı yok..
9. Burak'la Umut'u çift santrfor oynatmanın şart olduğunu benden iyi bildiğini eylem ve söylemlerinle gösterdin. Onu uzun uzun anlatmıyorum. Ama topsuz oyunu çok iyi bilen ve çapraz koşularla rakip tandemi dağıtan bu ikiliden gol alabilmek için iki şeye dikkat etmen gerek.
Birincisi, Burak'ı önde, Umut'u arkada oynatmalısın.
Burak savunma arkasına atılan toplara en iyi atak yapan forvet oyuncusu Türkiye'de.
Umut da, iki 18 arasında bitmez tükenmez koşu yapabilen müthiş hırs ve nefes.. Burak ofsayta düşmesin diye yaptığın uygulama, ikilinin verimini düşürüyor.
İkincisi.. Asıl önemlisi.. Bu iki forvetten sonuç alınması, kanat akınlarına bağlı. Kanat akınlarını da, kanatlardaki ikililer yapacak. Bu yüzden, garip denemeleri bırakıp, takımın Fatih Terim devrinde ezberlediği 4-4-2'de ısrar etmelisin.. Geri dörtlü ile orta dörtlünün kanatlarında oynayanlar, ikili oyunlarla hem rakip savunmanın o kanadını çökertiyorlar hem de birbirlerinin yerine kademeye girerek, Galatasaray savunmasının zaafa düşmesini önlüyorlar.
Kanat adamlarını seçerken, bu özellikleri dikkate almalısın.
Mesela, Emre Çolak da, Sneijder de, geriye gelen, atak yapan Telles'in yerini dolduran adamlar değil. Telles çıktı mı, sol savunman bomboş. Rakip topu kapıp oraya attı mı, al sana gol tehlikesi..
Semih de şaşkına dönüyor.
Emre de, Sneijder de istatistiklerde koşar görünüyorlar. Yaptıkları, videoda izle, sahte koşu.. Top süren adama beş metre geriden eskortluk yapıyorlar. Rahatsız bile etmiyor, ikili mücadeleye hiç girmiyorlar.
Bu yüzden orta dörtlünün soluna, mücadeleci birini koyman gerek..
Sağda Hamit/ Sabri ikilisini bulmuş ve Mersin maçını çevirmişken, Gençler maçındaki o 4-2-3-1 garip dizilişi yüzünden Hamit ortaya kayınca, Sabri de bitti, Hamit de..
Bu kanadı mutlak kullanman gerek.
10. Ben olsam, Galatasaray savunmasının çürük karnı, yenen her golde nerdeyse hatası olan Chedjou'yu oynatmam. İlk fırsatta da satarım. Adam bireysel çok hata yapıyor. Kademeye girmeyi bilmiyor. Lider vasfı yok, savunmayı yönetemiyor. İtalyanlar Gökhan Zan'ı ziyan ettikleri için onu şu anda oynatma şansın yok.
Elindeki kadroda Hakan Balta ve Melo, burada çok daha yararlı işler yaparlar. Gerçi Melo da canlı bomba gibi ama, son zamanlarda sakinleşti biraz..
Bütün bunlardan sonra, ben olsam Beşiktaş maçına nasıl çıkarım, onu da yazayım, bağlarken..
Tabii, 4-4-2 dizilişiyle..
Muslera- Sabri, Melo, Semih, Hakan Balta- Bruma (Hamit), Selçuk, Sneijder, Telles- Umut, Burak.
Evet.. Telles bekte değil, ilerde çok daha yararlı olacaktır..
Arkasında Hakan Balta olduğu zaman, bu kanat, hücumda çok etkili, savunmada nerdeyse geçilmez olur.