Vefa en önemli duyguların başında gelir, benim için.. 2014'ün veda konserini izlediğim Kadıköy Süreyya Salonunu bir ardiye olmaktan çıkarıp, tüm güzelliği ile kültür ve sanatın emrine veren, hem de bunu ülkenin Kültür Bakanı AKM'nin ardiye haline gelmesine aldırış bile etmezken yapan Kadıköy eski Belediye Başkanı Selami Öztürk'e bir kez daha teşekkür edip, mutlu yıllar dileyerek girmek istedim söze..
Mustafa Sarıgül'ün emrine giren Kılıçdaroğlu, "Dünyada hiç bir başarı cezasız kalmaz" lafını bir kez daha doğrularcasına, en başarılı başkanları temizleyip yerlerine Sarıgül'ün adamlarını yerleştirince, Selami Başkan da gitti. Ateş Ünal Başkan gibi.. İsmail Ünal Başkan gibi..
Borusan Kuartet'ti veda konserini verenler.. Benim "Evlatlar" dediğim, Çağ, Efdal, Olgun ve Esen.. "Rus Gecesi" demişlerdi, konserlerine.. İki Rus'un eserlerini seçtikleri için.. Önce Borodin çaldılar.
1800'lü yıllarda yaşamış, bizde özellikle Prens İgor'la ünlenmiş besteci.. Enfesti..
Ama ikinci yarıdaki Şostakoviç'leri olağanüstüydü..
Müthişti.. Bombaydı..
Piyanolu beşlide onlara konuk piyanist Gökhan Aybulus eşlik etti..
Adeta "Size bir aşk öyküsü anlatacağız" diyen girişin ardından gelen ikinci bölüm, adagioda mest oldum resmen.. Nasıl romantik, nasıl hayallere daldıran bir müzik yazmış..
Tabii Borodin'den 100 yıl sonra olmanın modernliği de var.. Gözlerimi kapadım, çiçekli kırlar, neşeli ormanlarda el ele yürüyen, koşuşan sevgilileri gördüm, karşımda..
Üçüncü bölüm düğündü benim için.. O ne coşkulu, o ne insanı yerinden fırlatan müziktir..
Kadıköy'de müthiş gelişmiş bir klasik müzik dinleyicisi vardır. O seyircinin ilk defa bir bölüm arasında alkışladığına şahit oldum..
Vallahi aralarına karışıp ben de alkışlamak, sesimin yettiği kadar "Bravo" diye bağırmak istedim. Öyle harika yazılmış, öyle harika çalınmıştı üçüncü bölüm ki, alkış için finali beklemek sanki haksızlıktı.. Toreador, aryasını söylediği zaman Carmen'de, perdenin kapanmasını mı bekliyor alkışlar.. Ya da Turandot'ta "Nessun Dorma"nın finalinde alkışlar daha ilk "Vinçero"da bomba gibi düşmüyor mu salona, bırakın Operayı, şarkının bile sonunu beklemeden?.
"Bu defa seyirci haklı" dedim içimden..
Seyircinin haklı olduğunu benim evlatlar da kabul ettiler sonunda.. Bis için geldiklerinde o üçüncü bölümü işte, tekrar çaldılar ve bu defa bütün salon doya doya, çığlık çığlığa alkışladı..