Sevgili Tefo (Müzisyen dostum Tevfik Fikret Tufan) organize etti, harika bir pazar geçirdik Kadıköy'de..
Önce Zeytin'de brunch.. Bu nasıl havadır?.
Aralığın nerdeyse ortası, tüm yapraklar sapsarı ve halı gibi yerde.. Ama millet bahçede gömlekle, kazakla bile değil, gömlekle oturuyor..
Tanrı bize nasıl bir cennet vermiş?. Ya masanın üzerindekiler.. Bu nasıl bir çeşit, bu nasıl bir bolluktur?. Dokuz kişiydik, tam 2.5 saat geçirdiğimiz masanın etrafında.. İnanın yediklerimizden fazlası masanın üzerinde kaldı.. Hesap 260 lira geldi iyi mi?. Adam başı 40 lira değil..
Düşündüm.. Yüce Tanrı'nın bu kadar cömert davrandığı bir ülke daha var mı, dünyada, diye..
O zaman niye sabahtan akşama birbirimizi yemekle meşgulüz?.
Yemekten sonra, Kadıköy çarşısında bir tur yaptık.. Bu çarşı da dünyada benzersiz dostlar..
Ne akla hayale gelmez şeyler satılıyor, inanmazsınız..
Yahu bu çarşıdan TV programı çıkar..
Pazar eklerine sayfalar çıkar.. Gazeteci için cennet bu sokaklar..
Harika manavlar.. En güzel etler.. Kafeler, pastaneler, restoranlar, esnaf lokantaları..
Antikacılar.. Benzerine Londra'da rastladığım, garip, ilginç şeyler satan dükkanlar.. Hele de sahaflar?.
Sabah gir, akşam çık yetmez..
Üç gün dolaş yetmez.. Bu ne güzelliktir.
Saat 5'te Moda Tiyatrosu'na girdik.
Öteden beri görmek istediğim Mert Fırat Tiyatrosu'na..
Mert'i de bruncha çağırmış Tefo.. Kelebeğin Rüyası'nda hayran olmuştum Mert'e.. Yılmaz Erdoğan gibi efsane bir oyuncu.. Kıvanç Tatlıtuğ gibi efsane bir yakışıklının arasında oynamak, hem de "Ben de burdayım" diye oynamak kolay mı?. Harikaydı Mert.. Sonunda tanışabildik.
Nasıl hoşsohbet, nasıl mütevazi bir delikanlı.. İki misli sevdim.
O günkü oyunlarını da anlattı bize..
Bir İskoç Yazarın 20 dakikalık kısa oyunu imiş ilk. Kieran Lynn, hani şu İskoçya bağımsızlık oylaması öncesi geçen süreç içinde yazmış.
Parkta iki sevgili bir bankta otururken, simsiyah üniformalı biri, gelip tam ikisinin ortasından, hani polisler olay yeri etrafına çekerler ya, öylesi bir plastik kurdela geçiriyor. Devlet ikiye bölünmüş. Kız eski devlet tarafında, oğlan yeni kurulanda.. Siyah elbiseli de sınır muhafızı.. Öte yanda kalanı, bu yana geçirmiyor ve tek perde oyun böyle başlıyor. Kieran Lynn kısa oyunu festivalde çok tutunca, normal oyuna çevirmiş.
İyi de çevirmiş.. Yani sabahtan beri "Bu cennet vatanda niye birbirimizi yiyoruz" diye düşünen benim için yazılmış gibi.. Yani bize de uyan bir kara komedi.
Mert, siyah elbiseli sınır bekçisinde harikaydı.
Ama sevgili- leri oynayan Didem Balçın ve Volkan Yosunlu da harikaydı.
Salon sonuna kadar doluydu. Gitmek isterseniz, bilet işini önceden halletmekte yarar var.
Tıklarsanız, bilgi alırsınız.
Başka etkinlikler de var çünkü.. http://www.modasahnesi.com