Yıl1922.. Daha Cumhuriyet kurulmamış bile.. Mustafa Kemal'in emriyle Ankara'da Musiki Muallim Mektebi kuruluyor.. 1921'de, Meclis kararı ile Sakarya Meydan Muharebesi'ni yönetmeye giderken, bıraktığı emre de dikkat.. "Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin kurulması için gerekenler hızla yapılsın.."
Yeni kurulacak devletin, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin kültür ve sanat olacağının en güzel işaretleri değil mi bunlar?.
Ve yıl, 2014..
Tarihi Pera Palas Oteli salonlarında "Beşinci Donizetti Müzik Ödülleri" törenindeyim..
Dünyanın dört bir yanında üne kavuşmuş, dünyanın dört bir yanından o gece için İstanbul'a gelmiş Türk sanatçılar birer birer sahneye geliyorlar..
Bir gece evvel bir Avrupa Başkentinde İl Travatore söyleyip, bu tören için bir geceliğine İstanbul'a dönen genç tenor, benim sevgili kardeşim Murat Karahan, ödülünü aldıktan sonra, alkışlar arasında teşekkür parçasını açıkladı.
"Sizlere Büyük Atatürk'ün en sevdiği aryayı, Puccini'nin Tosca Operasında E luce van la stelle'yi seslendireceğim.."
Ve başladı.. Nasıl yüreklere akıyordu, sesi, şarkısı.. Birden sahneyi sisler bastı. Daha doğrusu ben öyle sandım.
Gözlüklerimin camları buğulanmış meğer..
Dergi çıkarmanın ne olduğunu iyi bilenlerdenim. Bu yüzden hem de bir Klasik Müzik Dergisini, kendi idealizmi içinde yıllarca adeta tek başına çıkaran, yaşatan, yerleştiren, sonra da bu çok saygın ödülleri kuran Serhan Bali'yi yürekten kutlamalıyım..
Borusan Kuartet'in aslında müthiş bir komedyen violacısı Efdal Altun'un salonu kahkahalara boğan şovundan sonra, gecenin ilk ödülünü "Yılın Genç Müzisyenleri" dalında kemancı Hande Kuden aldı. Ben de aldım..
Kapıdan salona girerken, birisi yolumu kesti.. "Ben Hande'nin babasıyım" dedi.. "Onun adını ilk siz yazmıştınız.." Bir yazara bundan güzel ödül olur mu?.
Üflemeli Çalgılar dalındaki Ödül İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Şef Klarnetçisi Ayşegül Kirmanoğlu'na gidince daldım..
Sabah'ta köşe yazmaya başladığım yıllar.. 25 sene falan önce yani.. AKM'de bir senfoni konserindeki klarnet solo çok hoşuma gitmişti. Konser sonunda, kulise gidip, o klarnetçinin adını öğrendim.
Yazıma da koydum. Ertesi sabah Yasemin telefonumu çaldırdı. "Falanca Bey sizi arıyor" diye.. Hatırlamadım. "Kimmiş" dedim.. "Yazınızda adı geçen klarnetçi" dedi. "Bağla hemen" dedim.
Teşekkür etmek için aramış.. Ne dedi bilir misiniz?.
"32 yıldır, bu aleti çalarım, ilk defa adım bir gazetede çıktı.."
Nerden nereye geldik.. Şimdi bir Klarnetçi, bu yılın en saygın müzik ödülünü alıyor..
Yılın Piyanisti Emre Şen oldu. Piyanonun başına geçip bir Rahmaninov, bir Chopin seslendirirken, nasıl harika bir genç olduğunu bir daha gördüm.
Yaylı Çalgılar Ödülünü sevgili kardeşim, dostum, Çağ Erçağ aldı. Ödülü vermek de bana düştü. Çağ kendi bestesi Karadeniz'i seslendirince "Eh, artık seneye de Yılın Bestecisi olursun" dedim.
Yılın Bestecisi bu sene Zeynep Gedizlioğlu seçildi. Ayıbı bana.. İlk defa duydum adını ve hiçbir eserini dinlemedim.
Şahika Tekand'ın kızıymış.
Harika bir teşekkür konuşması yaptı, genç besteci.
Yılın Oda Müziği Topluluğu Golden Horn Brass bir klasik potpori, ardından Mehveş Hanımın Nihavent Longası ile salonu ayağa kaldırdı. Dakikalar boyu alkışlandılar. İlk konserlerine gideceğim.
Yılın Kadın Opera Solisti, Simge Büyükedes'ten başka kim olabilirdi ki zaten.. Simge de Tosca söyledi.. Vissi d'arte..
Yılın kadın dansçısı İlke Kodal oldu.
İlke müthiş bir balerin olma yolundayken yanlış bir kararla modern dansa geçmiş ve duraklamıştı.
Bu ödül, baleye dönüşünün müjdesi gibi oldu.
Erkek Dansçı Yücel Emre Kaynarsu İzmir'den geldi. Onu Mehmet Balkan'ın Kuğu Gölü'nde izlemiş, hayran kalmıştım zaten.
Yılın Klasik Müzik Etkinliği Afyon'a gitti. Ne güzel.. Dinar Marsyas Uluslararası Kültür, Sanat ve Müzik Festivali varmış meğer orda.. Bu yıl gitmem gerek..
Finalde özel ödüller verildi..
Süher Güher Pekineller'in altın çalışması, Dünya Sahnelerinde Gençler'den tanıdığımız 16 yaşındaki dünya şirini delikanlı Can Çakmur aldı, ilkini ve seslendirdiği Shubert'le niye aldığını da gösterdi.
Çeyrek sesli Türk müziğini çalabilmek için icad ettiği Mikrotonal Gitarı ile Tolga Çoğulu da "Özel" oldu.
Kayıt Özel Ödülünü İzmir Barok-
Lila Müzik aldı.
Beni Ankaralara götüren, sayfalar dolusu yazdıran o müthiş, o akıllara seza Mahler Binler Senfonisi.. İki orkestra.. Üç koro ve 8 solistle 3 bin seyirciye yaşatılan o muhteşem, o büyülü gece "Özel" olmazsa, ne olabilirdi ki?.
..Ve nihayet.. İki ay önce 80 yaşına giren Ayla, Büyük Ayla, Ayla Erduran Yaşam Boyu Onur Ödülü almak üzere sahneye gelince tüm salon ayağa kalktı..
Ayla dakikalar boyu ayakta alkışlandı..
Heyecandan, mutluluktan konuşamadı o dakikalarda.. Hocası David Oistrakh'ın dediği gibi, müziğini aklından ve kalbinden geçirerek yaratan, dünyanın dört bir yanında, konserleri ve plakları ile tanınan, çocukluğumdan beri nerdeyse dinlediğim bu ülkemin gururu virtüöze gönlümdeki tüm ödülleri verdim, ben de!..
Teşekkürler Andante.. Teşekkürler Serhan!.. Teşekkürler, bu ödüle başından beri destek olan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, kardeşim!..