Zaman zaman bazı konular sürekli gündeme getiriliyor. Bunlardan biri de Ayasofya. Dünyadaki en önemli eserlerden biri olan Ayasofya'nın cami yapılması için ısrarı anlamak mümkün değil. Belki Hazreti Ömer onlara iyi bir örnek olur diye düşündüm" diyor Üstat Radi Dikici, bu hafta için gönderdiği yazının başında.. Gerçekten de olmalı..
***
Müslümanlara karşı 636 yılında Yarmuk Savaşı'nın kaybı Bizans İmparatorluğu'na pahalıya mal olmuş ve Suriye elden çıkmıştı. Ancak Kudüs hala Bizans'a bağlıydı.
Buna son vermek isteyen Halife Ömer, 637 yılında Ebu Ubayda komutasında bir birliği Kudüs'ü almak için gönderdi. Arap komutan, Kudüs'e vardığında bir elçi göndererek teslim olmaları çağrısında bulundu. Bu suretle kimsenin burnu kanamayacaktı.
Kudüs'te patrik, vali ve komutan yaptıkları toplantı sonunda teslim olmanın akılcı olacağını kabul ettiler. Ebu Ubayda'ya haber göndererek görüşmek istediklerini duyurdular. O da yanında iki yardımcısıyla birlikte geldi.
Bembeyaz sakalı ve heybetli duruşuyla ilk sözü Patrik Sophronius aldı.
"Komutan, sizi burada ağırlamak onurunu bize bağışladınız. İlk elçiniz bize geldiğinde şartlarınız arasında hiç kimsenin kılına dokunulmayacağını ve her inanca saygı gösterileceğini bildirdiniz. Bu bizce uygun karşılanmaktadır. Kudüs'ü teslim edeceğiz ancak tek bir şartla. Halife Ömer bizzat gelerek şehri teslim almalıdır."
"Bu konuda ben karar veremem patrik hazretleri. Ancak bu dileğinizi halife hazretlerine ulaştırır, cevabını da size en kısa zamanda bildiririm."
Ebu Ubayda yazdığı bir mektupla isteği halifeye bildirdi. Durum orada müzakere edildi. Halid bin Velid'in Hazreti Ömer'e çok benzediği düşünülerek halifeymiş gibi gitmesi kararlaştırıldı. Bir hafta sonra Halid bin Velid Kudüs'e geldi ve doğruca kiliseye götürüldü. Patrik, Halid bin Velid'i içeri girer girmez tanıdı.
"Sayın komutan, biz halife hazretlerini bekliyorduk. Yerine siz geldiniz. Umarım iyi haberler getirdiniz."
Halid bin Velid bozuntuya vermedi.
"Patrik hazretleri, sizi, bu muhteşem kiliseyi ziyaret etmek ve İsa Peygamber'imizin çarmıha gerildiği haçı görmek en büyük dileklerimden biriydi. Bu vesileyle de size halife hazretlerinin bir hafta sonra Kudüs'e geleceğini duyurmak isterim."
"Bu haberi duyduğuma sevindim. Halife hazretlerini ağırlamak bizim için bir onur olacak. Ne yazık ki, kutsal haç kısa bir süre önce Konstantinople'a gönderildi."
"Bu habere üzüldüm. İsa Efendimizi, bildiğiniz gibi biz de peygamberlerimiz arasında sayarız. Keşke çarmıha gerildiği haçı görebilseydim."
Halid bin Velid, Patrik Sophronius'la Holy Sepulchre Kilisesi'ni dolaştıktan sonra veda ederek ayrıldı.
Halifeye durumu bildirince, Hazreti Ömer savaşmadan Kudüs'ü almanın bu zahmetli yolculuğu yapmasına değer olduğunu düşündü. Beyaz bir deveye binerek yola çıktı. Bir haberci, ertesi gün öğle saatlerinde Hazreti Ömer'in geleceği haberini valiye ulaştırdı. Önce yıkanarak üstündeki çölün tozunu atan Hazreti Ömer, akşamı karargâhta geçirdi. Kudüs'ün güney kapısına geldiğinde, patrik ve vali tarafından karşılandı.
Patrik Sophronius, devesinden inen Hazreti Ömer'i elini kalbinin üzerine koyarak selamladı ve şehrin anahtarını vererek teslim işlemini tamamladı.
Önce valiliğe, oradan da Holy Sepulchre Kilisesi'ne gittiler. Patriklik bölümünde bir süre istirahat eden halife, kilisenin içini gezerken namaz vaktinin geldiğini fark etti.
"Dinimizin gereği ibadetimi yapmak mecburiyetindeyim," dedi Sophronius'a dönerek, "Lütfen bana on dakika izin veriniz."
"Patrik: "Buyurunuz burası da Tanrı'nın evidir. Dini vecibelerinizi yerine getiriniz."
Hazreti Ömer: "Benim için hiçbir sakıncası yok" dedi..
"Ancak burada namaz kılarsam, ileride 'Halife Ömer burada namaz kılmıştır' diye İsa efendimizin kutsal mekânını camiye çevirirler. Buna müsaade edemem." (Radi Dikici Bizans İmparatorluğu Tarihi, s. 172)
Hazreti Ömer, Kudüs'te Hıristiyanlarca kutsal bilinen yerlerde yine Hıristiyanların ibadet etmesini, buna karşılık Müslümanlar için de hemen bir ibadethane yapılması için emir verdi. Geç saatlerde veda ederek ayrıldı. Ertesi gün Ebu Ubayda'ya bağlı birlikler hiçbir karşı koyma ile karşılaşmadan şehre girdiler.
Ressam Evren Oğuzbalaban'dan, Hz. Ömer'in beyaz devesi ile Kudüs'e gidişinin temsili resmi..