"Senin efsunlu işaretin olayım
Sende kalıp, hep sana geleyim..
Ben sana aşık, seninle umman
Açan lale, gözünde nur olayım!.."
Siz şimdi "Hem bende kalıp, hem, hep nasıl bana gelirsin" diye düşüne durun, ben size anlatayım..
Bu dizeler, gazeteci, şair, sevgili dostum Ünal Ersözlü'nün son şiir kitabından. Daha piyasada yok, az bekleyin. Biz masamızda bulduk..
İzmir Balçova, Kaya Termal Otel'in Cassandra Bahçesinde kurulmuş masamızda.. Niye kurulmuş?. Ünal evleniyor.. Efsun'la.. Aileler ve yakın dostlar.. Biz bize gibi..
Ünal şeker yerine, şiir dağıttı, hepimize, anlayacağınız. Hepsi aşk üzerine.. Adı da Sarmaşk.. (Editörüm araya bir "ı" yerleştirme sakın.)
Gördüğüm en hızlı nikah memuru (Kendi nikahına yetişecek gibiydi.. Ham hup şaralop işi bitirdi, ne olduğumuzu anlamadan. Sonra tören bitmeden kaçtı gitti.. Ayıp etti, yani..)
Ünal'la Efsun masaları dolaştılar, danslar edildi, göbekler atıldı, sonra Nebil sazı ele aldı.. "Masa başına en çok şair düşen düğündeyiz" deyip, şairleri birer birer çağırdı. Çok şirin şiirler okudular. Sonra en eski dostlar, en eski anıları naklettiler. Hava hızla soğurken, Nebil ve çağırdıkları iklime kafa tutup, bahçeyi sıcak tuttular..
Bu Ünal'ın dörtlemesi.. Dilerim artık son olur.. Onlar erdi muradına.. Biz döndük İstanbul'a.. Gökten elma falan da düşmedi..