Filmin bir sahnesinde baş roldeki Haluk Bilginer şöyle der..
"Benim hayat boyu sıkılacak vaktim olmadı. Can sıkıntısı bir lükstür.."
Ben de diyorum ki, "Kendinize 3 saat 16 dakikalık bir lüksü çok görmeyin ve Nuri Bilge Ceylan'ın "Kış Uykusu" filmini izlemeye gidin.."
Anladınız tabii.. Gittim.. Hem de, vizyona girdiği ilk günün, ilk matinesinde.. Daha fazla beklemeye sabrım yoktu çünkü..
Basın gösterileri, galalar gibi özel izlemeleri sevmem. DVD'den ekranda izlemek de mecbur kalmadıkça yaptığım iş değildir. Filmi, film gibi, sinemada ve normal sinema seyircileri arasında izlemek vazgeçilmez keyfimdir, bir.. Böylece normal sinema seyircisinin en doğal tepkilerini de yaşama fırsatım olur.
Cannes Film Festivali'nde izleyen New York Times yazarı "Muhteşem bir film, ama sıkılıp yarısında uykuya dalmazsanız" diye yazmıştı.
Dünyanın en büyük Show Business dergisi Variety yazarı "196 dakika süren filmler içinde en az can sıkıcı olanı" diyerek girdiği yazısında Kış Uykusu'nu yere göğe koyamadı.
Cannes da hem "Sinema Eleştirmenleri Özel Ödülü" hem de, Altın Palmiye kazanmak kolay şey değil.. Bütün dünyanın kültür sanat sayfaları günlerden beri, Kış Uykusu'ndan, Nuri Bilge'den ve tabii Türkiye'den söz ediyor. Kültür'lü Bakanımızın 10 yıllık bütçesi ile sağlayamayacağı bir Türkiye reklamı.. Bir gurur anıtı.. Bir zafer..
Dünya Orhan Pamuk, Fazıl Say adının yanına, Nuri Bilge Ceylan da yazdı..
Seversiniz, sevmezsiniz o ayrı.. Ama kalıcı eserleriyle bu yaratıcı adamlar, ülkeme ve ulusuma öyle şeyler kazandırdılar ki, alkışların en büyüğünü hak ettiler..
Nuri Bilge Ceylan'ı en sıcak duygularımla sımsıkı kucaklıyor, yanaklarından öpüyor, öpüyor, öpüyorum!..
Bunu bir kenara koyun.. Şimdi film hakkında izlenimlerimi, rastgele sıralamaya başlayayım.. "Başlayayım" diyorum.. Çünkü, Kış Uykusu tartışmaları bitmeyecek bir film.. Cumadan beri gittiğim her yerde bir şekilde bu film konuşuldu çünkü.. Bu da filmi görmek için en önemli sebebiniz.. Çünkü bir konu her yerde konuşulurken susup kenarda kalmak hoşunuza gitmez herhalde..