Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bu ülkeye anketler gerek..

Giderek en ilgiyle okuduğum köşe yazarları eklerdekiler olmaya başladı.. Cengiz Semercioğlu, Mevlüt Tezel tiryakiliğinden sonra, şimdi kaçırmadan izlediklerim arasına Onur Baştürk de katıldı..
Farkları ne?.
Magazinel sayfalarda yazmaları onlara doğal bir konu zenginliği getiriyor. Masa başında oturup, kör değneğini beller gibi, kafalarına göre siyaset takılmıyorlar ille.. Siyasete kazık atmadığın, renkli konulara daldığın zaman, kalemin de kıvraklaşıyor. Konu ilginç. Anlatım ilginç.. Niye okumayayım ki?.
Onur, geçen gün "ŞŞ" diye bir terim icat etmiş. TT'nin bir nevi bizdeki karşılığı diyebilirsiniz.. "Sosyal medya şekilciliği" demiş adına.. Aynen öyle.. İşin aslını bırakıp, şekline gömülerek saldırdın mı, "Şekil şemail"den kısaltma "ŞŞ" oluyorsun...
Sosyal medyada var ya, TT!.. Twitter anasayfasındaki listeye girebilecek konu yarattın mı, TT oluyorsun hani. Onun gibi..
TT olmak için Tweet'inin mümkün olduğu kadar fazla telefonu dolaşması gerek. Bunun yolu da herkese "Vay be" dedirtecek bir şey yazmak..
"Vay be" dedirmenin en kolay yolu da, en popülere mümkün olan en aykırı yolla saldırmak..
İşte son örneği Ayşe Arman.. Kız Soma'ya gazetecilik yapmaya gitti.. Kıyafetine saldırdılar.. Neymiş elinde Prada çanta varmış.. Yahu Prada, marka tamam.. Ama elindeki çanta, bugün çalışan her kadının elindeki tür. Yani biz erkeklerin Bond çantasının dişisi. İçine her şeyi alıyor.
Telefon, kalem, not defterleri, ipad, makyaj malzemeleri, aklınıza ne gelirse.. Bugüne dek bildiğim en işlevli tasarım.. Gazeteci için hele, bire bir..
Ama linç için işin aslı değil, şekli önemli ya.. "Vurun kahpeye" edebiyatı ŞŞ oldu, aniden.. Şimdi bu kafalara göre ben, Soma'ya gitmeye kalksam, önce Beşiktaş pazarına uğrayıp, tepeden tırnağa giyecek almak zorundayım.. Zira, pabucumdan, kel kafama koyduğum şapkama, dolabımdaki her şey marka..
Tamam.. Beşiktaş'a gittim. 50 liraya giyimimi tamamladım.. Bu defa daha beter ŞŞ olacağım.. Yan yana iki resim.. "İstanbul'da öyle, Soma'da böyle, sahtekara bak!.."
En iyisi gitmeyeyim..
O zaman da ŞŞ'sin.. "Niye gitmedi?."
Gidersen de reklam peşinde olursun, o da ayrı..
Şimdi sosyal medya, uygar bir sistem.. Fikir özgürlüğünü ifade özgürlüğüne çevirme fırsatını herkese verdiği için.. Fikrin sansürü olmaz. En aykırı fikir de, fikirdir sonunda.. Saygı gerekir. Ama sonunda şu yanılgıya düşmemek gerek.. Sosyal Medya, ortaya ille de doğru eğilim çıkarmaz..
Çıkaramaz. Çünkü doğasına aykırı.. TT olmak için en uçlarda dolaşman lazım. En uçlardan gerçek kamuoyuna ulaşılır mı?:
Peki o zaman ben, vatandaş Hıncal, kamuoyunun gerçek eğilimini nerden öğreneceğim.. Örnek..
Enerji Bakanı Taner Yıldız'ı yerden yere sokanlar da var, yıldızlara kadar yüceltenler de..
Hangisi, ne kadar doğru?.
Bunun cevabı, TT olma peşindeki sosyal medyada değil.. Akıllı telefonu olmayan, olsa da kullanmayan, sosyal medyaya hiç girmeyenler bu ülkede en az yüzde 70.. Çoğunluğun fikrini nasıl öğreneceğiz..
Batıda anket şirketleri, düzenli araştırmalar yaparlar.. Bir, günceli soruştururlar.. İki, siyasilerin, olaylar ardından puanlarına ne olmuş, ona bakarlar.. Şimdi bir inanılan şirket anket yapmalı ki, ben Taner Yıldız'ın kamuoyunda bıraktığı gerçek etkiyi göreyim.
Bir anket yapılmalı ki, ben, Siyasal Liderlerin Soma olayları ardından puanları nasıl değişti bileyim..
Erdoğan, Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Kürkçü mesela, bu krizi nasıl yönetim şekilleri halka, oylarına nasıl yansıdır?. Puanları ne kadar arttı, eksildi, bilen var mı?.
Obama'yı biliyorum, bizimkilerden haberim yok..
Nerde anket kurumlarımız, o zaman?.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA