Sevgili dostum Muzo (Muzaffer Yıldırım) Avustralya'daydı.. Bu Allahın kışında, dünyanın öbür ucunda ne işi vardı, derseniz..
Allahın kışı değil, yazı var, bir defa orada.. Çünkü Güney yarım küre ya orası..
Ama dünyanın öbür ucu olduğu doğru.. Muzo, adı "Dünyanın sonu" olan yere gitmiş.. "End of the World" yörenin resmi adı..
Niye gitmiş dünyanın sonuna peki?..
Russel Crowe'un yaptığı ve bizden Yılmaz Erdoğan ile Cem Yılmaz'ın da baş rollerde oynadığı Çanakkale filmi orada çekiliyor..
Şimdi, okumadıysanız, köşemin başına dönün ve bir numaralı yazımı okuyun..
2000 yılında, Olimpiyatlar yapılırken, onlarca Türk gazetecisi ordaydık. Sadece Sabah'tan, biz üç kişiydik. Kenan (Nur içinde yatsın, Onuk), foto muhabiri olarak Korcan Karar ve ben..
Şimdi Avustralya'da, hem de bizi anlatan bir Çanakkale filmi çekiliyor. Hem de Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz gibi iki en popüler oyuncumuz filmde rol alıyor.. Yahu bir gazete, bir muhabir göndermez mi?. Her gün yazar olup bitenleri.. Fotoğraflar.. Cebine bir dokun, çektin. Bir daha dokun, resim İstanbul'da Sabah'ın bilgisayarında. O kadar da kolayladı gazetecilik.. Zavallı Korcan neler çekerdi bir kare resim yollamak için, ki, o da bilgisayarla yollardı o zaman, ona rağmen.
Bir gazeteci gitse, her gün manşet olur.. Sade itibar değil, tiraj bile kazandırır.. Çünkü peynir ekmek gibi okunur, Yılmaz'la Cem'in Avustralya maceraları..
Neyse..
Muzo'nun "Allahın unuttuğu" dediği yer, Adelaide bölgesinde bir kasaba.. Tüm ekip orda kalıyormuş.. Russel Crowe bu kasabanın hemen dışında üç set kurmuş.. Birisi, filmin kahramanının Avustralya'daki çiftlik evi.. Öbür ikisi, Çanakkale.. Gelibolu.. Siperler..
"Çiftlik evini görünce, sahici çiftliğe geldik sandım. Meğer dekormuş.. Öyle yapmış adamlar" dedi, Muzo.. "Çanakkale dekorları da bu kadar sahici olur, inanmazsın!..
Dünyanın sonunda sıcaklık gündüzleri ortalama 45 derece.. Ama herkes gık demeden çalışıyormuş..
"Ben böylesi ciddi bir film çekimi görmedim. Herkes işini biliyor.. Herkes dakik.. Program milimine aynen uygulanıyor. Sabah erkenden çalışma başlıyor. Akşam altıda mutlak paydos.. Altıyı bir geçe 'Aman şunu da bir dakika çekelim' yok" diye anlattı!.
Bizimkileri sordum tabii hemen.. Yılmaz'la Cem'i.. "Ayni disiplin içinde çalışıyorlar. Çok da mutlular" dedi.
Haa.. Muzo niye ordaydı diyeceksiniz tabii..
Hani başta Kanyon, İstinye, Türkiye'de yüzlerce sinema salonu işleten Mars şirketi var ya, Muzo onun yöneticilerinden ve ortaklarından. Mars, film yapım işine de girişti. Russel Crowe'un filmine de ortak oldular.. Muzo da ondan, orda..
Bu ülkede tonla magazin, sinema muhabiri var. Bunları çoktan yazmışlardır. Siz de çoktan okumuşsunuzdur. Ben de oturup yeniden yazıyorum, marifet yapmış gibi..