Dün okuduğunuz Siyad yazımı yazdığım saatlerde Ödül Töreni'nin başlamasına saatler vardı. Ama malımı iyi bildiğim için beklemeden yazdım.
Türkiye'de kimsenin umursamadığı gece, haber bile olmadı. Dün sabah gazetelerde tek satır yoktu. Sabaha karşı biten Oscar'ı görüntülü haber yapan kanallarımızda bir gece evvelin Siyad'ı için tek satır alt yazı bile geçmedi.
Yadırgadım mı?.
Hayır..
Kendisine saygıları olmayanlar, niye ciddiye alsın ki..
Gece geç vakit eve döndüğümde, adı sanı olmayan bir kanalda Siyad naklen yayınını buldum. Tüm ülkede yüz kişi izlemişse şaşarım.. Son iki ödüle gelmişti sıra.. En İyi Yönetmen Ödülünü Reha Erdem'in kazandığı açıklandı. Siyad'ın üstelik ödül rekortmeni Erdem geceye gelmeye tenezzül bile etmemişti. Sokaktan geçen bir kız (Adı açıklanmadı. Kendisi de kim olduğunu, niye geldiğini söylemedi), yırtık pırtık blucin ve tişörtü ile ödülü (!) aldı gitti.
En İyi Film ödülünü açıklamak ve vermek üzere Filiz Akın sahneye gelirken onun adına bir kere daha utandım.
Sinemamızın anıtlarından Filiz, harikulade bir kıyafetle sahneye çıktı, az sonra yanına ödülü kazanan yapımcılar olarak, mahalle bakkalı ve kuryesi kılıklı iki entel (!) geldi. Biri de anı nakletti.
"Nereye gidiyoruz böyle üstad?. Bu gidişi kim değiştirecek" demişler, ünlü İsveçli Yönetmen İngmar Bergman'a.. Tek kelime yanıt vermiş..
"Utanç!.."
Türk sinemasının en büyük ödül gecesine bu kılıkla gelmeye utandığınız zaman, bu işler düzelir, benim entel kardeşim..
(Ödüllerle ilgili görüşlerimi yarın yazacağım.)