Ne güzeldi, Yasmin'in gecesi, cumartesi akşamı, Boğaz'daki Four Seasons'da..
Yasmin kim?.
Benim iki canımdan büyük olanı. Yasmin ve Selin onlar.. Bahçemin neşesi, yaz günlerimin hele cıvıltısı, ışıltısı iki kız kardeş.. Onları oraya ben getirdim aslında.. Babaları Emil, en sevdiğim dostlarımdan.. Alkent'te bizim yanımız boşalınca, Emil'e bir "Beyin yıkama" uyguladım adeta.. Küçük çocukların özgür ve olumlu gelişmelerinde doğa ile iç içe, kediler, köpeklerle dolu bir bahçede büyümelerinin faydasını anlattım.. Başarılı da oldum. Emiller taşındılar ve benim sessiz bahçem, dünyanın en güzel müziği ile doldu..
Çocuk sesleriyle..
Öğleden sonraları gazetelerimi okumak için şezlonguma uzandığımda yandan gelen o cıvıltılar, inanın kuş seslerinden güzeldi.. Yasmin ve Selin arkadaşlarını toplayıp, oynuyorlardı. Topları benim bahçeme kaçtı mı, piyango.. O harika şirinler koşa koşa geliyorlardı topun peşinden.
Bahçeye bir de langırt koyunca hele.. Tabii kedi yavruları ayrı bir cazibe kaynağı olunca..
Yasmin ve Selin futbola da meraklı.. İkisi de babaları gibi Galatasaraylı.. Bize gelip maç seyretmeyi çok seviyorlar. Ama Emil'de bir disiplin.. Ertesi gün ders varsa, falan filan.. 10 maçta bir izin ya çıkıyor, ya çıkmıyor.. Oysa kızların ayağı uğurlu da geliyor. Ne zaman bizde olsalar kazanıyoruz.
Rastlıyorum kapının önünde
"Niye gelmediniz dün?.."
"Babam izin vermedi.."
"Hay babanın şarap çanağına.. "diyeceğim olmaz ki.
Cumartesi gecesi, melekler kadar güzel, pembeler içinde mutlu Yasmin 12 yaşını bitirdi. Tören onun şerefine..
Bat Mitzvah diyorlar, Yahudiler kızlarının 12 yaşında olmasına..
Londra'dan gelen konuk, Barokas Bey, mikrofonu eline aldı. Öbür elini Yasmin'in başına koydu..
"Bundan sonra, her şeyinden kendin sorumlusun" dedi. "Bugüne kadar annen ve baban yönlendiriyordu seni. Bu geceden itibaren kendinle baş başasın.."
"Tamam Yasmin" dedim.. "Artık maça gelmek için babanın izni gerekmiyor.."
Yahudi inanışında, kızların 12, erkeklerin 13 yaşında başlıyor, hayatlarından sorumlu olmaları.. Hatta, sadece bu dünyadan değil, öbür dünyadan da..
O güne dek işledikleri günahlar varsa, anne ve babalarına yazılırmış. Ondan sonra artık kendilerine..
Harika, ama harika keyifli, neşeli bir gece oldu.. Tabii bol da göz yaşlı.. Ne mutluydu o gece anne ve baba.. Sevgili Arzu ve Emil..
Yasmin mikrofona gelip teker teker, isim isim arkadaşlarından başlayıp, ailesini tanıtırken konuklara, son bölümü Selin'e, annesine ve babasına ayırdı.
Yani dostluk, kardeşlik, aile, sevgi bu kadar mı güzel anlatılır..
"Babam" derken Emil'e baktım.. Ağlıyordu.. "Koca adam ağlar mı" diyemedim..
Ben de ağlıyordum çünkü..
