Pazar Neşemiz bu hafta da Eyüp Karadayı'dan..
Bir Erzurumlu İstanbul'da ilk defa gittiği berbere, "Ben Dadaşım, köpüğe gerek yok!.. Kuru tıraş et !?.." der. Tıraş biter, adam berberin şaşkın bakışları arasında, parayı öder ve gider!.
Biraz sonra o civarda " Dadaş Ali" diye anılan Erzurumlu bitirim gelip koltuğa oturunca, berber biraz önce bir Erzurumlu müşterinin sabunsuz, köpüksüz tıraş olduğunu anlatır. Dadaşların neden böyle tıraş olduklarını sorar!..
Dadaş Ali, "Erzurumlular sert erkeklerdir de ondan" der. "Ben İstanbul'a gelince etrafa uydum ama madem öyle, bugün beni de köpüksüz tıraş et!."
Berber, Dadaş Ali'nin sakalını köpüksüz tıraşa başlar!.. Başlar amma, her sürtmede acıdan, Dadaş'ın gözlerinden yaşlar gelir. Dişini sıkıp, dayanmaya çalışır ama öbür yüzüne gelince sıra "Kardeş be!.." der, berbere "Sen bu tarafı köpükle gene.. Aslında, ben zaten Erzurum'un içinden değilim!."