Antalya'da geçirdiğim 22 rüya gibi saatin öyküsünü tamamlamadan, geçen hafta sonu gene gittim Antalya'ya.. Bu defa biraz daha uzun.. 28 saat.. Ve gene rüya gibi saatler yaşadım.. Anlatacağım tabii onları da.. Ama önce, ilk 22 saati tamamlayalım..
Sevgili Evrim almıştı beni, önceki hafta havaalanından.. Su Otel'e gideceğiz.
Bu arada Su Otel el değiştirmiş. Hillside ayrılmış. Eren Talu'nun ünlü binasını şimdi yapı sahipleri yönetiyorlar ama, oteli A'dan Z'ye elden geçirmeleri gerek. Çok eskimiş. Çok bakıma ihtiyaç var..
Havaalanı yolundan çıkarken, yol kenarında bir kocaman levha dikkatimi çekti..
"Akvaryum.." yanında da "Dünyanın en büyük tüneli" yazıyor..
Hayvanat bahçeleri ve akvaryumlar en sevdiğim şeylerdir.. Bana hayvan sevgisini onlar öğretti.
Gittim, tanıdım.. Tanıdıkça sevdim..
Sydney'de Sevgili Kenan Onuk'la gittiğimiz Akvaryum müthiş, San Diego'da Holly ile gezdiğimiz tünel ise olağanüstüydü, hala hatırlarım.. Bir denizin dibinde yürüyordunuz, her türlü deniz yaratığı ve size iştahla bakan köpek balıkları arasından..
"Yeni mi" dedim, Evrim'e.. "Evet" dedi..
"O zaman hadi Akvaryum'a gidelim" dedim..
Tam da bizim Su Otel'in karşısındaymış.. Kapıdan girdik, bir rampadan tırmandık, bilmem kaç kat.. Ordan aşağı doğru inecekmişiz..
Eğlence, dinlence, hediyelik eşya bölümlerini bir kenara bırakırsanız, sistem iki ana bölümden oluşuyor..
Akvaryumlar ve tünel..
Akvaryum italyan sanatçı Benedetti tarafından tasarlanıp Güney Afrika'da hazırlanmış. Dekor bir coral reef.. Hani dalgıçların bayıldığı, mercan kayalıkları.. İçinde bire bir yapılmış bir gemi ve bir uçak enkazı da var, ki ikisi de gerçek. Zamanında yörede batmış, düşmüşler..
Uzun koridorlar üzerine dizilmiş akvaryumlarda, binlerce çeşit, on binlerce canlı var.. Suda yaşamı anlatıyor.. Okyanusların, denizlerin, göllerin, akar suların içlerini ve derinlerini görüyorsunuz..
Az sonra Fazıl Say'ın "Su/ Water" adlı eseri Türkiye'de ilk defa çalınacak. Fazıl üç bölümlük bu eserinde, Denizleri, gölleri ve ırmakları anlatacak.. Hayranlıklar içinde izlerken "Acaba Fazıl burda mı yaptı, bestesini" dedim içimden..
Sonra, Tünel'e geçtik.. Asıl heyecan orda.. Akvaryumlara eninde sonunda dışardan bakıyorsunuz, üç boyutlu bir esere bakar gibi.. Tünelde, içinde yürüyorsunuz, okyanusun.. Etrafınızda tonlarca su, binlerce yaratık.. Ve de tabii.. Jaws.. Yani köpek balıkları.. 131 metreymiş boyu.. Yaptığım spora bakar mısınız?. Bize verilen bilgilerde "Dünyanın en uzunu" diyor. Tünelin çapı da 3 metre.. Tam güvendesiniz ama insanın içi titriyor gene de..
En güzeli de ne biliyor musunuz?.
Çocuklar doluydu Akvaryum'da..
Yani burayı dolaşmak, 3 sene tabiat bilgisi okumaktan daha yararlı..
Saatlerce kalabilirdim. Aklım orada kalarak çıktım, "Geri geleceğim" diyerek..
Sevgili Dostum Özer bekliyor, çünkü.. O da bir sürpriz hazırlamış meğer..
Yarın tabii..