Gazeteciliğimin taze yıllarıydı..
Galatasaray Yönetimi, tarihin en büyük Galatasaraylılarından biri, benim tanıdıklarım içinde birincisi Gündüz Kılıç'ı kovdu. Karar ittifakla alındı.
Sonra..
Baba Gündüz'ü kovanlar, kulüpten arkalarından teneke çalınarak yollandılar. Gündüz Kılıç Hasnun Galip'e omuzlar üzerinde döndü..
***
Üç yıldızın üzerindeki satırları kesip saklayın.. Özellikle de Ünal Aysal ve emir kulları mutlak yapsınlar..
Bir gün çıkarıp bakacaklar..
***
"Gündüz Kılıç" deyin, bugün 7 yaşında bir Galatasaraylıya.. Bilir.. Duymuştur, okumuştur.
"Peki onu kovanlar kimlerdi" diye sorun, en yağız Galatasaray muhabiri ve yorumcusuna.. Üyeleri geçin.. "Başkan kimdi, o sırada" deyin.. Bakın bakalım bir, tek bir kişi hatırlar mı?.
Ünal Aysal ve onun "İttifakla" karar veren emir kullarını yarın hatırlayacak tek kişi olmayacaktır.
Fatih Terim ise, tarihe çoktan geçmiştir bile.. Hem Türk, hem Galatasaray, hem de Dünya tarihine..
Tarih kimi yazacağını iyi bilir.
***
Levent Tüzemen NTV'de tokat gibi konuştu, anlayanlara..
NTV sunucusu "İttifakla alınan karar" deyince, Levent sözünü kesti.
"Olağanüstü kongre, bu karar ittifakla alınsın diye yapılmıştı zaten.."
Tezgah o zaman kurulmuştu yani..
Eski yönetim kurulu olsa, Aysal, geçin "İttifak"ı, "Ekseriyetle" bile çıkaramazdı o kararı..
Olağanüstü Kongre, Fatih Terim'i camia baskısı ile kerhen takımın başına getiren, arka arkaya gelen lig ve kupa şampiyonlukları yüzünden atma fırsatı da bulamayan Aysal amacına ulaşsın diye yapıldı.
***
Şimdi herkesin birbirine söylediği bir şey var..
"Aysal gibi başarılı bir iş adamı, hem de tam dere geçilirken, B Planı olmadan at değiştirmez. Aysal Terim'in yerine getireceği ile anlaşmasını yapmıştır bile.. Ama işin önceden tezgahlandığı izlenimini vermemek için, bir süre oyalanacaktır."
Bir yanılgısı var, böyle düşünenlerin..
Fatih Terim'in kendisi B planıydı Aysal'ın.. Başkan olurken kafasında çok başka bir isim vardı.
Terim'i "İlk fırsatta harcama kararı" ile işin başına ve "Kerhen" oturttu.
İlk eylemi, Bülent Tulun'u sağ kolu ilan etmek oldu. Terim, Tulun'u Florya'dan kovdu. Aysal bu hareketi yutmak zorundaydı, yuttu.. Ama Tulun'u getirip Ali Sami Yen Kompleksine yerleştirdi ki, Terim'e karşı kullanmaya devam etsin..
Ne var ki, başarılar ard arda gelince, camianın zaten sevgilisi anıt adamı kovmanın intihar olacağını gördü. Oyununu değiştirdi.
Yeni planını "Terim'i istifa ettirmek" üzerine kurdu.
Tuzaklarıyla Terim'i eninde sonunda istifa ettireceğine inandığı için, birbirinden abartılı söylemlere de girişti..
"Ben yaşadığım sürece Terim işin başındadır. Ben Başkan kaldığım sürece Terim'le çalışacağım.."
Bol keseden atıyordu ki, yarın Terim gittiğinde "Ben elimden geleni yaptım, söyledim, ama adam gitti ne yapayım" diyebilsin..
Herkesi kör alemi sersem sanıyordu Aysal..
Terim, hepsi birbirinden çirkin hamlelerle kurulan tuzaklardan hiçbirine düşmedi..
Açık seçik ve net konuştu..
"Ben Galatasaraylıyım. Bu kulüp için tek satır mukavele imzalamadan da çalışırım.. 'Git' denilene kadar buradayım.."
Ünal Aysal için yapacak tek şey kalmıştı artık.. Terim'i kovmak..
Emir kullarını göstermelik topladı.. O kullar, kararı açıkladılar.
"İttifakla..
""Galatasaray değerleri" gibi caf caflı laflar taşıyan açıklama televizyonlarda alt yazı olarak geçerken, Fatih Terim, Florya'da takıma antrenman yaptırıyordu.
"Galatasaray değeri" antrenmandaki hocayı, kendisine haber bile vermeden mi kovmaktı?. Sırf bu eylem, bizzat "İttifak Kulları"nın Galatasaray değerleri denen şeyden zerre nasiplerinin olmadığını göstermiyor muydu?.
***
Ünal Aysal "Hiç kimse ile görüşmedik. Planlarımız arasında Yerli Hoca yoktur" diye konuştu, kararın ertesi günü..
Televizyonda dinlerken güldüm..
"Daha önce kimseyle görüşmedik. Planlarımız arasında yerli hoca yok!.."
Emin misiniz Bay Aysal?.
***
Ünal Aysal ile Fatih Terim bir arada olamazdı. Olmadı nitekim.. Aysal Terim'i kovdu sonunda.. Bugün tablo öyle..
Gerçekte "Kazanan" Fatih Terim oldu.. Aysal'ın tüm tuzaklarını boşa çıkaran Terim oyunu kazandı.
Aysal ve ittifakçıları (!) bu bölümü de kesip saklasınlar..