Günlerdir tartışmaları okuyorum..
Milliyet'in İmralı Tutanaklarını yayınlaması ve Başbakanın bu yayınları kast ederek "Lanet olsun böyle gazeteciliğe" demesi ile başlayan tartışmayı.. Yazılan hemen her şeyi okudum..
Genelde durum, Fil'i tarif eden körler hikayesi gibi.. Herkes kendi tarafına, kendi mezhebine göre yorumlamış.. Esasta, hepsinin haklı yanları da var, haksız yanları da.. Tabii "Haklı, haksız" derken bana göre.. Çünkü "Mutlak hak" diye bir şey dünyada yok, biliyorsunuz..
Usulde ise..
Başbakan haksız.. Öfkelenmeye hakkı yok!.
Bunca danışmanı var etrafında başbakanın..
Birisinin, hatta bir çoğunun ona söylemesi lazım.. Defalarca yazdım.. Öfke, belki, hiç sanmam ya belki, bir iki fanatik oyu kazandırır.
Ama uzun vadede hiçbir sorunu çözmeyeceği, hatta çözülmez hale getireceği için "Yönetene"e zararlıdır.
Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan, hatta günümüzde, kazanma şansı ufukta bile görünmeyen muhalefet her yolu deneyebilir.. Öfkeyi, germeyi, kavgayı..
Ama sen zaten iktidardaysan ve araştırmalar en azından bir seçim dönemi daha iktidarda kalacağını gösteriyorsa, öfkelenmeyeceksin, öfke tuzaklarına da düşmeyeceksin.
"Öfkeyle kalkan zararla oturur" benim lafım değil..
Yüzlerce yılda yerleşmiş bir atalar sözü.. Her milletin ataları söylemiş.. "Öfke baldan tatlıdır" tuzağını da işaret ederek..
Terör sorunu çözülürse, bu ülkeye onlarca yıldır hasret kaldığı iç barış gelirse, bunun kaymağını kim yiyecek?.
İktidar!..
Tarihler, "Cumhuriyeti, kuruluşundan bu yana yaşadığı en büyük krizden kurtaran adam" diye kimi yazacaklar?.
Bugünkü Başbakanı!..
O zaman, çözümden en çok yararlanacak politik lider kim, günümüzde?.
Başbakan!.
O halde, en soğukkanlı, en çözümcü, en kucaklayıcı, en sevecen, en hoşgörülü ve en sevecen olma yükü kime biniyor?.
Başbakana!..
O zaman her salı gurup toplantılarından başlayarak, karşısında her kamera, her topluluk gördüğünde, birilerine öfkeyle giydirmek kime ve neye hizmet ediyor?.
Başbakana kimler "Öfke gazı" veriyor?.
Başbakanın "Lütfen sakin, lütfen kucaklayıcı, lütfen güler yüzlü olun.. Bu ülkede bir terör lideri ile diyalog kurma gibi büyük bir cesareti gösteren sizin, demokrasi içindeki siyasal rakiplerinizle de ayni anlayış içinde karşı karşıya gelmeniz gerekmez mi?. Onlar sizi, gerilim ve öfke bataklığına çekmek için ne yaparlarsa yapsınlar, büyük bir sabırla, sevecen ve hoşgörülü olduğunuzu, dosta düşmana gösterirseniz, hem de nasıl yücelir, hem de nasıl çözümcü olursunuz. Bu, öfkeden, kavgadan, kin ve nefretten bıkmış, umutsuz millet asıl o zaman sizi nasıl sever" diyen bir tek yürekten, daha doğrusu "Yürekli" dostu yok mu?.