Ülke seçim sathı mailine (Eskiden öyle derdik.. Eğik Düzlem'in Osmanlıca karşılığını kullanarak) biraz erken girdi galiba..
Gazetelerde CHP ve Mustafa Sarıgül yazılarına sık rastlar oldum..
Yerel seçimler seneye.. Tartışma kaynağı Mustafa Sarıgül..
CHP'nin Anakent Adayı olacak mı?.
Bunun için önce Sarıgül'ün CHP'li olması gerek.. Olur mu?. Nasıl olur?.
İlk soru bu.. Açıkça görülüyor ki, Kılıçdaroğlu bu konuda asla gönüllü değil.
Konu açıldığında "Kıvırma" yanıtlar veriyor.. "Kapımız herkese açık.."
Kapının nasıl herkese açık olduğu, partinin bugünkü halinden belli zaten.. O sıradan bir laf.. Oysa Sarıgül, davet bekliyor.. Niye?.
Davet edilsin ki, koşullarını ileri sürsün..
Mesela, partiden ihraç edilen, bugün kendi takımında olan arkadaşlarının da yeniden kabulünü istesin. Anakent adaylığı sözü alsın..
Davet edilsin ki, Kılıçdaroğlu'nun samimiyeti ortaya çıksın. Belgelensin.
Aslında haksız sayılmaz. Sayılmaz ama, fırsatı kaçıran, işi bu hale getiren kendisi..
Aceleyle aldığı yanlış karar.
Mustafa Sarıgül, 2008 yılında, kısa zamanda partiye dönüşmek üzere "Türkiye Değişim Hareketi/TDH" kurmuştu. Hareket hızla gelişti.
Hem tavanda, hem tabanda yayıldı. Pek çok il ve ilçede merkezler açıldı. Harekete katılanlar beklenenin üstünde maddi katkılarda da bulundular. Özellikle CHP'den umut kesenler ve MHP'nin iktidar olamayacağını bilenler "Biz muhalefet partisi kurmuyoruz. Hedefimiz iktidardır" diyen Sarıgül'ün peşine umutla takıldılar. Sarıgül'ün arkasında sıfır parti desteğiyle, hem de Şişli gibi bünyesinde her etnik ve her ekonomik guruptan kitleler barından, adeta Türkiye Mozayiği bir bölgede, ülke genelinde rekor oranlarla art arda seçim kazanan bir lider politikacı olması umutların temeliydi.
Partinin Haziran 2010 başında görkemli bir törenle ilanı beklenirken, Mustafa Sarıgül, hayatının en büyük politik hatasını yaptı ve mayıs sonunda hareketi durdurduğunu ilan etti.
CHP'de büyük bir değişiklik olmuş, Sarıgül'ün partiden ayrılmasına sebep olan Deniz Baykal devrilmiş, Kemal Kılıçdaroğlu başkan olmuştu. Sarıgül, kendisine inanan, maddi manevi destek olan TDH tavanına ve tabanına danışma, bilgi verme gereği dahi duymadan tek başına ve alelacele bu kararı almıştı.
Pek çok Hareketçi, işin bittiğini televizyondan duydu, öylesi..
Sarıgül'ün gerekçesi "Kemal Kılıçdaroğlu'na şans tanımak ve yolunu açmak"tı.
Bu acil karar, Sarıgül'ün kendini inkârı ve en büyük politik hatası oldu.
Türkiye Değişim Hareketi, bir İktidar Yürüyüşü ise, CHP'deki değişiklikle niye ilgileniyordu ki.. Yoluna devam etmeliydi.
Yok, TDH'nın asıl amacı önce CHP'de iktidar olmaksa, o zaman daha da güçlenmek ve pazarlık masasına elinde sağlam kozlarla oturmak gerekmiyor muydu?.
Sarıgül, bindiği o çok güçlü dalı, kendi elleri ile kesti..
Şimdi ortaya çıkan tablo..
Bir.. Önünü açmak istediği Kılıçdaroğlu, mücadele ettiği Deniz Baykal'ı bile aratıyor. Partinin iktidar umudu yok.. Yapılan anketler, hem de muhalefette iken oy kaybeden bir partiyi ortaya çıkarıyor. İki.. Kılıçdaroğlu'nun Sarıgül'ü alayı vala ile partiye davet etmek ve kendisine bir potansiyel rakip yaratmak gibi bir niyeti yok..
Bu durumda, 2013 yerel seçimlerinde Mustafa Sarıgül'ün durumu ne olur?.
Onu da yarın konuşalım..