Üniversite yıllarımızda İstanbul'da iki genel ev vardı. Beyoğlu'nda Abanoz, Karaköy'de Zürafa Sokak. Abanoz daha kaliteli, daha pahalıydı. Zürafa tam bir pislik rezillik..
Abanoz kaldırıldı. Zürafa kaldı. Sosyal sebeplerle.. Kadınlar orada kontrol altındaydı.
Olay daha sağlıklıydı sokağa göre.. Erkeklere ucuz tatmin yeri olması, sarkıntılık, tecavüz olaylarını azaltabilirdi..
Ama dedim ya, İstanbul'un en eski, en güzel yerinde bir yüz karasıydı.. Amerika'ya gittiğimizde Holly bana, Nevada'nın ünlü Kit Kat Çiftliğini gezdirdi.. Yani böyle şey olmaz..
Döndüm geldim.. Bir vesile vilayete gittim. Nevzat Ayaz vali.. Gene Zürafa Sokak dillerde..
"Sayın Valim.. Bu pislik ve rezilliği kentin göbeğinden alsan da, uzakta bir orman içine falan taşısan, Amerika'daki gibi temiz, sağlıklı bir yer yaptırsan" dedim..
"Çok haklısın" dedi.. "Ama iki sebepten olmaz. Bir, böyle bir şey yaptığım anda, tarihe 'Kerhaneci Vali' diye geçerim..
İkincisi..
Hiç bir ilçe belediyesi sınırları içinde böyle bir yere izin vermiyor, taşımak mümkün değil.."
Fikrim mi?.
Hala ayni.. Zürafa Sokak ordan gitmeli.. Gidecek yeri yoksa, kaldırılmalı..
Bizim üniversite çağımızdan bu yana devir çok değişti. O sosyal sebepler pek kalmadı artık..